anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

hit

Kelimeler > H ile başlayan kelimeler > hit nedir ?
hit
hit, hit nedir ,hit ne demek
  • talih

    isim Şans"Benim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter." - E. İ. Benice

  • taş

    isim Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde"Kireç taşı. Oltu taşı."

  • boru

    isim Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir"Soba borusu kazanın içinden geçerdi." - N. Cumalı

  • ziyaret

    isim Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme"Haftada iki gece ziyaretine giderdik." - H. F. Ozansoy

  • çarpma

    isim Çarpmak işi"Ayşe'nin yüreği daha hızlı çarpmaya başladı." - Ö. Seyfettin

  • vurma

    isim Vurmak işi"O adi herife vurmana içerlemiş de değilim." - A. Ümit

  • vuruş

    isim Vurma işi"Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." - P. Safa

  • şans

    isim Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek"Bir hafta içinde kayıplar ve kazanmalarla şansım değişti." - R. H. Karay

  • uygun olmak

    isabetli, yerinde olmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar

  • tesir etmek

    etki etmek"Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır." - N. F. Kısakürek

  • hücum

    isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı

  • Tokat

    isim İnsana el içi ile vuruş

  • Darbe

    Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.[1] Zaman zaman ordu tarafından hükûmetlere verilen muhtıralar da darbe benzeri sonuçlar doğurabilir.Darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirerek, lideri devirir; radyo, TV gibi iletişim kanallarını işgal ederek hükûmet daireleri üzerinde otorite kurar; elektrik santralleri gibi temel altyapı tesislerini ve birçok kurumu kontrol altına alır.

  • saldırmak

    -e Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek"Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı." - H. C. Yalçın

  • bulmak

    -i Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak"Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." - H. E. Adıvar

  • dövmek

    -i Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak"Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" - H. E. Adıvar

  • sarsmak

    -i Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek"Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." - Ç. Altan

  • uyuşmak

    nsz Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak"Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim diye kompartımanımda uzandım." - A. Haşim

  • haksızlık etmek

    adalete aykırı davranmak, gadretmek"Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor." - N. Hikmet

  • isabet etmek

    nişan alınan yere değmek, rastlamak"Bir kurşun isabetiyle öldü."

  • vurmak

    -e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."

  • ulaşmak

    -e Varmak, gelmek"Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." - R. H. Karay

  • uymak

    -e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."

  • algılamak

    -i Bir olayı veya bir nesnenin varlığını duyu organlarıyla kavramak, idrak etmek"Kokuyu daha iyi algılamak için burnumu iyice gömüyorum yastığa." - A. Ümit

  • yaralamak

    -i Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak"Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı." - S. F. Abasıyanık

  • saldırış

    isim Saldırma işi"Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." - F. R. Atay

  • olmak

    nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık

  • çarpmak

    -e Hızla değmek, vurmak"Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım." - A. Kutlu

  • başarı

    isim Başarma işi, muvaffakiyet"Bu başarı, onu garip bir yolda boşluk ve yalnızlık içinde bırakmıştı." - H. E. Adıvar

  • erişmek

    -e Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak"Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş." - N. Cumalı

  • varmak

    -e Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak"Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne?" - İ. Özel

  • tesadüfi

    sıfat Rastlantısal"Sahifede tesadüfi bir fark bulunsa bu arızi farkı göremeyecekti." - H. Taner

  • isabet

    isim Hedefe varma, hedefi vurma"Bir kurşun isabetiyle öldü."

  • çapmak

    -i Koşturmak"Atını çaparak gitti."

  • dikkatsizce

    zarf Dikkatsiz bir biçimde

  • dürtmek

    -i Ucu sivri bir şeyle veya elle hafifçe itmek"On dakika kadar dürttükten ve bağırdıktan sonra nihayet biraz ayılabildi." - E. İ. Benice

  • düzülmek

    nsz Düzme işine konu olmak veya düzme işi yapılmak

  • koyulmak

    nsz Koyma işine konu olmak

  • muvaffakıyet

    İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Başarı.

  • üzmek

    -i Üzüntü vermek"Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." - S. F. Abasıyanık

  • Bilgisayar, Tarayıcı tarafından sunucuya yapılan tekil istemdir. Örneğin 3 adet resim içeren bir sayfa çağrıldığında 4 adet hit olur. (1 adet sayfa için + 3 adet de içindeki resimler için)
  • vurmak, çarpmak, vurmak, çarptırmak, varmak, ulaşmak, tokat, yumruk, vuruş, vurma, darbe,
  • hedefe isabet ettirmek
  • rastgelmek
  • sonucunu düşünmeden
  • tam bilmek
  • vuruş darbe isabet başarı
  • yerinde söz
  • üstün başarı sağlamak
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • sufficiently
  • tolerable
  • yıllarca
  • saatlik
  • insicamlı
  • accurately
  • verily
  • süreğen
  • süresiz
  • adequately

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı