- harman
isim Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
- orak
isim Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı
- ürün
isim Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
- sonuç
isim Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice
- eser
isim Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt"Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir." - Y. K. Beyatlı
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- biçmek
-i Belli bir biçim vererek kesmek"Tahta biçmek."
- mahsul
isim Ürün"Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür." - A. H. Tanpınar
- rekolte
isim Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü"Bu yılın buğday rekoltesi umulandan çok az."
- hasat
isim Ürün kaldırma, ekin biçme işi
- netice
isim Sonuç"Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." - Atatürk
- biriktirmek
-i Toplayıp yığmak
- semere
isim Yemiş, meyve, ürün
- hasıla
isim Bir işten elde edilen sonuç
- kabul etmek
- ekin biçmek
- ekinleri biçme zamanı
- hasat etmek
- hasat mevsimi
- hasat ürün
- hasat, ekin toplama, hasat zamanı, toplanan ekin, mahsül, ürün, biçmek, tarladan kaldırmak