- temiz
sıfat Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı (I), pak, münezzeh, hijyen, hijyenik"Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok." - A. Ağaoğlu
- taze
sıfat Bozulmamış, bayatlamamış olan"Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum." - Y. Z. Ortaç
- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- yeni
sıfat Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı"Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
- acemi
sıfat Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen"Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret." - N. F. Kısakürek
- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- sağlıklı
sıfat Sağlık durumu iyi olan, sağlam, esen, sıhhatli"Birbirlerine sağlıklı, esenlikli bir kış dilediler." - T. Buğra
- Genç
sıfat Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı"Eliyle işaret etti genç adama." - A. Kulin
- diri
sıfat Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı"Duydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi?" - F. N. Çamlıbel
- körpe
sıfat Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı"Körpe fidan."
- farklı
sıfat Farkı olan, aralarında fark bulunan, değişik, ayrımlı"En dipte ikişer ayak merdivenle çıkılan ayrı iki odada farklı aileler otururlardı." - A. Kutlu
- serin
sıfat Az soğuk, ılık ile soğuk arası"Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin." - R. H. Karay
- küstah
sıfat Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)"Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." - R. N. Güntekin
- acemilik
isim Acemi olma durumu, toyluk"Karısı bırakınca şaşaladı ama acemiliğini fazla belli etmedi." - A. İlhan
- cüretkâr
sıfat Yürekli"Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi." - R. H. Karay
- dirilik
isim Diri olma durumu
- körpelik
isim Körpe olma durumu, tazelik, taravet"O zaman yüzünün çocuklara mahsus körpeliği masuniyetle birleşmişti." - P. Safa
- taravet
isim Tazelik"Daima yüzünüzün taravetiyle beraber gönlünüzün tazeliğini de kaybetmeye başlayacaksınız." - R. N. Güntekin
- taravetli
sıfat Körpe, taze
- yüzsüz
sıfat Yüzü olmayan
- taze, körpe, yeni, temiz, tatlı, temiz, kullanılmamış, taze pişmiş,
- arsiz
- dinlenmiş
- el değmemiş
- tatlı suda yaşayan
- taze taze