- dış
isim Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı"Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz." - A. Haşim
- el
isim, anatomi Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba
- el
isim Yakınların dışında kalan kimse, yabancı"Kâtip benim ben kâtibin, el ne karışır!" - Halk türküsü
- el
isim Ülke, yurt, il"Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." - A. Gündüz
- yabancı
sıfat Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi"Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." - R. E. Ünaydın
- harici
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Dış, dıştan, dış dünya İle ilgili.
- ecnebi
sıfat Yabancı"Ekseriya gelen ecnebiler ve Hristiyanlar teamül olarak ayrı bir yerde ve hürmeten ayakta durup ayini seyrederlerdi." - A. H. Çelebi
- münasebetsizlik
isim Münasebetsiz olma durumu
- uygunsuzluk
isim Yakışmayan davranış, uymazlık, yakışıksızlık"Bu işteki uygunsuzluğu daha iyi ortaya çıkarmak için bir mukayese yapalım." - N. Hikmet
- yabancılık
isim Yabancı olma durumu, bigânelik"İstanbul'u özlediğimi anlıyor ama yabancılığımı da garipsiyordum." - C. Uçuk
- başkasının
- yabancı, dış