- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- sabitlemek
-i Sabit duruma getirmek
- iliştirmek
-i, -e İlişmesini sağlamak"Seni bahçeye bir kenara iliştiririz." - F. R. Atay
- raptiye
isim Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt veya karton vb. şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç, pünez
- tutturmak
-i, -e Tutmasını sağlamak
- birleştirmek
-i, -le Bir araya getirmek"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- bağlanmak
-e Bağlama işine konu olmak"Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu." - O. Pamuk
- kilitlemek
-i Anahtarla kilidi kapamak"Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu." - M. C. Kuntay
- birleşmek
nsz Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek"Ufuklar birleşince ezilecek bizleriz / Biz de çöl ortasında kuruyan denizleriz" - F. N. Çamlıbel
- toka
isim Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık
- süngü
isim, askerlik Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silah"Cephane suyunu çekti. Süngü hücumuna kalkılacak." - A. İlhan
- sürmelemek
-i Sürmeyi sürüp kapamak"İlk iş olarak hemen koştum, oda kapısını sürmeledim." - H. R. Gürpınar
- bağlamak, iliştirmek, tutturmak,
- ayırmamak
- açılmayacak surette kapamak