- yer
isim Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- Araç
isim Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
- yetenek
isim Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet, istidat"Her bir dönemin incelenmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi ulusal yeteneklerimizi, eksiklerimizi anlamak bakımından uyarıcıdır." - M. And
- fırsat
isim Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon"Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım." - A. Ümit
- tesisat
isim Belli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi veya döşenen bu araçların tümü, döşem, donanım"Kalorifer tesisatı."
- hüner
isim Beceri isteyen ustalık, beceriklilik"Benim gibi kurak çölde yaşayanların şiirden, hünerden dem vurmaları nasıl mümkün olur?" - A. Kabaklı
- serbestlik
isim Serbest olma durumu"Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım." - Y. K. Karaosmanoğlu
- tesis
isim Yapma, kurma, temelini atma
- imkân
isim Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak"Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır?" - H. C. Yalçın
- bina
isim Yapı"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." - B. Felek
- olanak
isim İmkân"Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla." - Y. Atılgan
- beceri
isim Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
- kolaylık
sıfat Kolay duruma getiren
- fesahat
isim, edebiyat Kurallı, etkileyici, heyecan verici, inandırıcı, sanatlı söz söyleme"Edebî lisanı o zamanki fesahatine ve tabiatına göre güzelleştirdiler." - Y. K. Beyatlı
- suhulet
isim Kolaylık
- uzluk
isim Ustalık, işinin eri olma durumu, hazakat, ehliyet
- tesisat.
- yetenek, beceri, ustalık, rahatlık, avantaj, elverişlilik, olanak, kolaylık, fırsat, kolaylık, yararlı her türlü kuruluş, her türlü şey