- tam
sıfat Eksiksiz, kesintisiz"Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım." - A. Gündüz
- bütün
sıfat Eksiksiz, tam"Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek." - N. Hikmet
- adamakıllı
zarf Gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz"Yazıları nihayet sökmeyi başardığında adamakıllı şaşırdı." - İ. O. Anar
- üzerinde
zarf Üstünde"Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." - R. E. Ünaydın
- tamamen
zarf Bütün olarak, büsbütün, baştan sona"Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı." - A. Kulin
- büsbütün
zarf İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli"Çarçabuk ve büsbütün inanmak istiyorum aklımın haklılığına." - E. Şafak
- tamamıyla
zarf Tam olarak, büsbütün, baştan sona, külliyen"Hiddetim tamamıyla geçtiği için bu kıymetli yadigâra acımaya başlamıştım." - Ö. Seyfettin
- eksiksiz
sıfat Eksiği olmayan, tam, tamam
- bütünüyle
- baştanbaşa
- tümüyle
- bütünüyle, tümüyle