- içine almak
kapsamak"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- kucak
isim Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş"Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık." - S. M. Alus
- bağrına basmak
kucaklamak"Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış" - F. N. Çamlıbel
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- inanmak
-e Bir şeyi doğru olarak benimsemek"Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." - N. Ataç
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- sarılmak
nsz Sarma işi yapılmak"Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." - R. H. Karay
- yakalamak
-i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak"Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - R. H. Karay
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- kucaklamak
-i Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak"Erhan'ı doyumsuz bir sevgi ile kucakladılar." - E. İ. Benice
- sevmek
-i Sevgi ve bağlılık duymak"Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." - Ö. Seyfettin
- içermek
-i İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek"Düpedüz tehdit içeren yazıların sayısı da hayli kabarıktı." - E. Şafak
- ihtiva etmek
içine almak, içinde bulundurmak, içermek, kapsamak
- benimsemek
-i Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek
- sarılma
isim Sarılmak işi"İlk büyük kanlı paylaşım sona ermiş, yaralar sarılmaya çalışılıyordu." - E. Atasü
- kucaklama
isim Kucaklamak işi
- benimseme
isim Benimsemek işi, sahip çıkma, tesahup"Bir başka milletin ideolojisini benimsemenin, topyekûn intihar veya cinayetten başka bir şey olmadığından haberleri yok." - S. Ayverdi
- kabul etmek
- bağrına basma. embracement kabul etme
- benimseme.
- kucaklama, bağrına basma, sarılma, kucaklamak, sarılmak, içermek, içine almak, kapsamak, benimsemek, kabul etmek, inanmak
- kucaklamak benimsemek