- damla
isim Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı"Elime bir damla yağmur düştü." - H. E. Adıvar
- akmak
-den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık
- damlamak
-e Damla durumunda tane tane düşmek"Yüzüne bir yerden su damlıyordu." - E. Şafak
- damlalık
isim Bir sıvıyı damla damla akıtmak için bir ucuna kauçuktan yapılmış başlık geçirilmiş, öbür ucu sivri, cam veya plastikten araç
- damlama
isim Damlamak işi
- damlayış
isim Damlama işi
- saçak
isim Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül"Perdenin saçağı."
- damlamak, damlatmak, damlama, damlayan su, damla, damlama sesi, sevimsiz, renksiz, itici kimse
- tatsız kimse
- çok ıslak yağmurlu