- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- artık
sıfat İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan
- çöp
isim Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası"Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi." - P. Safa
- pislik
isim Kir"Çocuğun yüzü gözü pislik içinde kaldı."
- telve
isim Fincanın dibine çöken kahve tortusu"Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" - A. İlhan
- tortu
isim, kimya Çökelti"Gün iyiden iyiye ışıdı artık, tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık." - N. Hikmet
- süprüntü
isim Temizlik yapıldığında toplanan toz ve çöp, çer çöp"Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı." - E. E. Talu
- cüruf
isim, kimya Erime durumundaki madenlerin yüzeyinde toplanan madde, demir boku, dışık"Fabrikalar da bütün asitlerini, cüruflarını, pisliklerini denize döküyorlar." - H. Taner
- posa
isim Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı
- az bir miktar. drain to the dregs son damlasına kadar içmek. dregs of society ayaktakımı
- döküntü. dreggy tortulu
- telveli
- telveli.
- tortu, çökelek, çökelti, en değersiz, en aşağı kısım, pislik