- oyun
isim Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."
- atlatma
isim Atlatmak işi
- uzak durmak
yaklaşmamak, karışmamak"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- dolap
isim Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
- kaçınmak
-den Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek"Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." - H. E. Adıvar
- kurtulmak
nsz Tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmak"Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler." - A. Gündüz
- atlatmak
-i Atlama işini yaptırmak
- hile
isim Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika
- çekinmek
-den Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." - P. Safa
- bertaraf etmek
ortadan kaldırmak, gidermek
- sakınmak
-i, -den Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek"Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister." - A. Ağaoğlu
- kaçamak yapmak
hoş görülmeyen şeyi gizlice ara sıra yapmak"İnan bana, erkeğin elinde armağanla gelmesi, kaçamağını bağışlatmak içindir." - A. Kulin
- içtinap etmek
sakınmak, çekinmek, kaçınmak
- bir yana kaçmak
- bir yana kaçış
- hile ile sıvışmak
- -den bir yana kaçıp kurtulmak
- düzenbazlık. dodger hilekâr kimse
- küçük el ilânı
- savuşturan veya geçiştiren kimse
- çevik bir hareketle kurtulma