- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- başka
sıfat Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge"Başka bir şeyi daha aklıma iyice sokuyordum." - A. Kutlu
- belli
sıfat Beli olan"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" - N. Araz
- belli
sıfat Bilinmedik bir yanı olmayan, malum"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar
- açıklık
isim Açık olma durumu, aleniyet
- net
sıfat Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
- net
isim, spor Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz
- bağımsız
sıfat Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür"Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı." - N. Cumalı
- ayrı
sıfat Başka, başka türlü"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
- ayrı ayrı
sıfat Birbirinden ayrı olan, değişik"Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar." - E. Şafak
- berrak
sıfat Aydınlık, açık"Bu sabah hava berrak / Bu sabah her şey billurdan gibi" - C. S. Tarancı
- aşikâr
sıfat Açık, apaçık, belli, meydanda"Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı." - E. Şafak
- belirgin
sıfat Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih"Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse." - A. Ümit
- değişik
sıfat Değiştirilmiş, muaddel"Yasanın değişik onuncu maddesi gereğince..."
- farklı
sıfat Farkı olan, aralarında fark bulunan, değişik, ayrımlı"En dipte ikişer ayak merdivenle çıkılan ayrı iki odada farklı aileler otururlardı." - A. Kutlu
- bariz
sıfat Açık, göze çarpan, belirgin"Halk arasında da keder ve sevinç diye iki bariz heyecan olduğuna inanmıştı." - P. Safa
- vazıh
sıfat Açık, aydın, belli
- muhakkak
sıfat Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş"Yalnız muhakkak olan bir şey varsa o da, Orhan'ın bana fena hâlde âşık olduğudur." - N. Hikmet
- şüphesiz
sıfat Şüphesi olmayan, kuşkusuz
- müstakil
sıfat Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız"Çimenli, çiçekli bir bahçe ortasında üstü camlı, müstakil bir bina." - Y. K. Beyatlı
- çeşitli
sıfat Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
- apayrı
sıfat Büsbütün ayrı, bambaşka"Bu, apayrı bir tetkik mevzusudur." - N. F. Kısakürek
- ayırıcı
sıfat Ayırma özelliği veya gücü olan"Renk ayırıcı aygıt."
- anlaşılır
- vuzuhla
- farkIıIık
- farklı ayrı
- farklı, ayrı, açık, belirgin