-
ayrı cinsten : sıfat Farklı grupta olan
-
ayrı çanak yapraklılar : isim, bitki bilimi Çanak yaprakları birbirine bitişmiş olmayan bitkiler
-
ayrı taç yapraklılar : isim, bitki bilimi Taç yaprakları birbirine bitişik olmayıp yan yana yer almış bulunan bitkiler
-
ayrı ayrı : sıfat Birbirinden ayrı olan, değişik"Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar." - E. Şafak
-
ayrı basım : isim Genellikle bir dergide yayımlanmış bilimsel bir yazının ayrı bir broşür olarak basımı"Bir formalık ayrı basımlar eser diye gösterilmezse korkarım pek çoğumuzun eser listeleri hayli fakir kalırdı." - H. Taner
-
ayrı gayrı : isim İnsan ilişkilerindeki resmiyet
-
ayrı baş çekmek : topluluktan ayrılıp kendi başına iş yapmak"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
-
ayrı düşmek : birbirinden uzakta kalmak"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
-
ayrı eve çıkmak : ailenin büyükleriyle birlikte oturan çekirdek aile başka eve taşınmak"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
-
ayrı seçi yapmak : birkaç şey arasında fark gözetmek"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin
-
ayrı tutmak : farklı davranmak"Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu." - L. Tekin