- bozuk
sıfat Bozulmuş olan"Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." - T. Buğra
- bozuk
isim, müzik Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz
- kirli
sıfat Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves
- alçak
sıfat Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı"Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna." - E. Şafak
- pis
sıfat Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves
- bulaşık
isim Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak"Gemide bulaşık yıkamak kolay iş değildi." - A. Erhat
- Bulanık
sıfat Bulanmış olan, duru olmayan"Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." - F. R. Atay
- pis pis
zarf Hoşa gitmeyecek bir biçimde
- aşağılık
isim Aşağı olma durumu, adilik
- ahlaksız
sıfat Ahlak kurallarına uymayan
- berbat
sıfat Kötü"Eskisinden daha berbat, iyileşmek ne gezer." - M. A. Ersoy
- iğrenç
sıfat İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh"Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır." - B. R. Eyuboğlu
- kirletmek
-i Kirli duruma getirmek, pisletmek"Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- lekelemek
-i Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak"Kumaşı lekelemek."
- çirkin
sıfat Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı"Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." - H. R. Gürpınar
- açık saçık
sıfat Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım)"Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler / Aygın baygın mâniler, açık saçık resimler" - F. N. Çamlıbel
- edepsiz
sıfat Utanılacak işleri sıkılmadan yapan, utanmaz, sıkılmaz, terbiyesiz (kimse)"Edepsiz herif en şiddetli ceza hangisi ise ona çarpılacaktır." - E. İ. Benice
- müstehcen
sıfat Açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız"Müstehcen yayın."
- adi
sıfat Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan"Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- rezil
sıfat Alçak, aşağılık"Ah, seni serseri, rezil, alçak seni! Demek bana başkaldırıyorsun!" - N. Hikmet
- pisletmek
-i Pis duruma getirmek, kirletmek"Ortalığı pisletmekten başka bir işe yaramayan kediler..." - R. N. Güntekin
- fırtınalı
sıfat Çok rüzgârlı"Karlı, fırtınalı gecelerde bu serviler inilder, haykırır." - M. Ş. Esendal
- murdar
sıfat Kirli, pis"Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?" - A. Midhat
- murdar etmek
kirletmek, kullanılamaz hâle getirmek"Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?" - A. Midhat
- sisli
sıfat Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık"Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu." - T. Buğra
- çamurlu
sıfat Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan"Henüz içinden çıktığım yaşamın beyaz koridorları, yerlerini çamurlu patikalara bıraktılar." - R. Mağden
- pis, kirli, terbiyesiz, pis, çirkin, iğrenç,
- hileli oyun
- yanında esrar bulunan