- kol
isim, anatomi İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
- çıkarma
isim Çıkarmak işi, emisyon"Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda." - N. Hikmet
- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- ayrılık
isim Ayrı olma durumu
- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- tarafsızlık
isim Yansızlık"Ben tarafsızlığımı ilan ediyorum." - N. Hikmet
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- dalgınlık
isim Dalgın olma durumu"Kendisine bir dalgınlık ve unutkanlık gelmiş." - P. Safa
- kopmak
nsz Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak"Tel koptu. İp koptu."
- sökmek
-i Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak"Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür." - Y. Kemal
- müfreze
isim, askerlik Türlü askerî görev ve hizmetlerin yapılması amacıyla küçük birliklerden, belli bir kuruluşa bağlı kalmadan geçici olarak oluşturulan grup"Dört kişilik müfreze, atlarını durdurmuştu." - R. H. Karay
- aynlma
- kullanımdan çıkarmak
- ayrılmak. detachable çıkarılabilir
- ayırmak, sökmek, çözmek
- söküp çıkarmak
- yerinden sökülebilir detachment ayırma