- irade
isim Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç"Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı." - S. F. Abasıyanık
- karar
isim Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- emir
isim Buyruk, komut, talimat, ferman
- kararname
isim Cumhurbaşkanının onayladığı hükûmet kararı"Bir sabah bir kasabada uyanırsınız o gün bir kararname imzalanır, akşama bir şehirli olursunuz." - Ü. Dökmen
- karar vermek
bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- emretmek
-i, -e Buyurmak, emir vermek"Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum." - A. Gündüz
- emir vermek
buyurmak, buyruk vermek
- buyruk
isim Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, buyuru, emir, ferman"Buyruk, bu oğlanın götürülmesi gereken yere götürmem içindir." - M. N. Sepetçioğlu
- hüküm
isim Yargı"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- hüküm vermek
iyice düşündükten sonra bir karara varmak"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- buyurmak
-i, -e Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek"Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur." - N. Ataç
- ferman
isim Buyruk, emir
- genelge
isim Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuda aydınlatmak, dikkat çekmek üzere ilgililere gönderilen yazı, tamim, sirküler"İki gün sonra yönetici bir genelge yayımladı." - Ç. Altan
- resmi emir
- emir, kararname, karar, hüküm, emretmek, buyurmak
- hüküm karar
- karar vermek.
- kararname. decree nisi (huk.) altı ay zarfında aksi sabit olmadığı takdirde icra mevkiine giren boşanma kararı.