- alay
isim Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk"Düğün alayı. Fener alayı."
- alay
isim Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- çokluk
isim Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu, çoğul, kesret, ekseriyet, teklik karşıtı"Güzel seslere fazla kapılma, onun çokluğu gönül öldürür." - N. F. Kısakürek
- topluluk
isim Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- Ordu
isim Bir devletin silahlı kuvvetlerinin tümü"Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi" - Y. K. Beyatlı
- kitle
isim Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle"Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." - H. E. Adıvar
- bir araya gelmek
bir yerde toplanmak, buluşmak"Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi." - F. R. Atay
- üzerinde durmak
bir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek"Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." - R. E. Ünaydın
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- doldurmak
-i Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu
- sürü
isim Evcil hayvanlar topluluğu"Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu." - R. H. Karay
- kalabalık
isim Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu"Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." - A. Haşim
- balyoz
isim Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos
- güruh
isim Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü"Bu artist güruhu balolardan hoşlanmazlar." - P. Safa
- öbek
isim Küme"Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." - F. R. Atay
- toplanmak
nsz Toplama işine konu olmak"Ağaçtaki meyveler toplandı."
- izdiham
isim Aşırı kalabalık, yığılma"Tıbbiyeli uzaklaşır fakat o izdiham içinde kızın teyzesi kaybolur." - P. Safa
- birikmek
nsz Toplanıp yığılmak"Bu nedenle karısının gözlerinde biriken öfkenin farkına varmadı." - L. Tekin
- doluşmak
nsz Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek"Arkasındaki bütün ömrünün bedbahtlığı suratına doluştu." - M. C. Kuntay
- sıkıstırmak
- toplanmak, doluşmak, kalabalık oluşturmak,
- dışarıya itelemek
- kalabalık oluşturmak
- yer bırakmamak