- saha
isim, spor Alan"Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu." - S. F. Abasıyanık
- alan
isim Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- Saray
isim Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı"Sarayın içine girmiş olanlar bir bir süngülendiler." - N. F. Kısakürek
- mahkeme
isim, hukuk Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi, mahkeme kapısı"Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." - T. Buğra
- meydan
isim Alan, saha"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- yargıevi
isim, hukuk Mahkeme
- kur yapmak
karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitmek, gönlünü kazanmaya çalışmak
- oyun alanı
isim Çocukların oynayabilmesi için özel olarak hazırlanmış bölüm, yer
- Konak
isim Büyük ve gösterişli ev"Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım." - E. İ. Benice
- adliye
isim Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları
- tenis kortu
isim, spor Kort"Futbol sahasının karşısında, sağ tarafta yüksek tel örgüyle çevrilmiş iki tenis kortu bulunuyordu." - A. Kutlu
- fırsat vermek
bir işi yapmak için uygun, elverişli şartı sağlamak"Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım." - A. Ümit
- aramak
-i Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak"Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." - S. F. Abasıyanık
- istemek
-i İstek duymak, arzulamak"İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." - P. Safa
- saltanat
isim Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması"Bir medeniyetten öbürüne geçerken kaybolan şeylerin yanı başında gerçek saltanatlar da vardır." - H. A. Yücel
- avlu
isim Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat (II), hanay, sahn"Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi." - A. Kutlu
- dalkavukluk etmek
gereksiz biçimde övmek"Bu dalkavukluğu salak bir şaire yapsan belki onu mesut edersin." - N. F. Kısakürek
- kort
isim, spor Tenis oynanan alan, tenis sahası, tenis kortu"Otelin tenis kortunu geçtik." - H. C. Yalçın
- dalkavukluk
isim Dalkavukça davranış, kemik yalayıcılık, çanak yalayıcılık, yağcılık, yalakalık, yalpaklık, yaltakçılık, yaltaklanma, yaltaklık, tabasbus, huluskârlık"Bu dalkavukluğu salak bir şaire yapsan belki onu mesut edersin." - N. F. Kısakürek
- davet etmek
çağırmak
- oturum
isim Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse"Onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım." - H. Taner
- dar sokak
- avlu alan mahkeme kur yapmak
- elde etmeye çalışmak
- hükümdar sarayı
- ile flört etmek
- iç bahçe
- kralın maiyeti
- mahkeme, mahkeme üyeleri, oturum, saray, saray halkı, avlu, kort, saha, gözüne girmeye çalışmak, teveccühünü kazanmaya çalışmak, dalkavukluk etmek, kur yapmak, riskine girmek, atılmak
- yargılık