- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- bağlantı
isim İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak"Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- sürtünme
isim Sürtünmek işi"Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz sesi işitti." - P. Safa
- kişi
isim Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer"Sınıfta, sürekli olarak numarası yaramazlar listesinin başına yazılan kişi bendim." - A. Kutlu
- dokunma
isim Dokunmak (I) işi, temas
- dokunma
isim Dokunmak (II) işi
- kontak
isim Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas
- ilişki
isim İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." - H. E. Adıvar
- görüşme
isim Görüşmek işi, mülakat, müzakere"O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." - N. F. Kısakürek
- münasebet
isim İlişik, ilişki, ilinti"İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." - Atatürk
- alaka
isim İlgi"Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil." - N. Hikmet
- dokunmak
-e Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." - A. Haşim
- irtibat
isim Bağlantı"Adanın içlerine ilerleyen öncülerle irtibat kesiliyor." - A. İlhan
- değmek
-e Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek"Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik." - Y. Z. Ortaç
- bağıntı
isim Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ
- bildik
sıfat Tanıdık (kimse veya şey)"Bu kesin tavır, annemin bildik tavrı değildi." - A. Kutlu
- haberleşme
isim, teknik İletişim
- temas
isim Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
- tanıdık
sıfat Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış"Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı." - A. Haşim
- dokunuş
isim Dokunma (I) işi, temas"Yolda, bir aralık Lâmi dizlerinde sıcak bir dokunuş duydu." - P. Safa
- temas etmek
dokunmak, değmek
- değme
isim Değmek işi, temas
- değiş
isim Değme işi
- ilgili kişi
- dokunma temas
- dokunma, temas, değme, bağlantı, bağ, irtibat, bağlantı kurulan kimse, kontak, kontaklens, görüşmek, bağlantı kurmak
- ile konuşmak
- kontaklens