- çevre
isim Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi"Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır." - O. Rifat
- saha
isim, spor Alan"Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu." - S. F. Abasıyanık
- sinir
isim, anatomi Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
- alan
isim Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- pusula
isim Üzerinde kuzey güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç, yön belirteci"Tam kutup noktasında pusula deli olmuş gibi dönmeye başlar." - Ö. Seyfettin
- pusula
isim Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere"Hücrenin kapısında delikten bana bakan ere bir pusula uzatıp kumandana götürmesini istiyorum." - N. F. Kısakürek
- pergel
isim, matematik Yay veya çember çizmekte ve ölçmekte kullanılan araç, yayçizer
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- devir
isim Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası"Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." - B. Felek
- deveran
isim Dolaşım, dönme
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- kuşatmak
-i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
- genişlik
isim Geniş olma durumu"İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var." - N. Hikmet
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- kavramak
-i Elle sıkıca tutmak"Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." - N. Cumalı
- kapsam
isim Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul"Yasa kapsamına giren devlet personeli."
- başarmak
-i Bir işi istenilen bir biçimde bitirmek, muvaffak olmak"Birçok şeyi unutabilmeyi istediğim çok zamanlarım oldu ama bunu bir türlü başaramadım." - A. Ağaoğlu
- erişmek
-e Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak"Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş." - N. Cumalı
- hacim
isim Bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, oylum, cirim, sıygı
- kumpas
isim Dizicilerin harfleri satır durumuna getirirken içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva
- menzil
isim Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak"Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana" - F. N. Çamlıbel
- uzam
isim, felsefe Algılanan nesnelerin temel niteliği
- şamil olmak
Hukuk, Kapsamak; içine almak
- diyapazon
isim, fizik Titreştirildiğinde ana seslerden birini veren, U biçiminde, küçük bir çelik araç
- etrafını dolaşmak
- tınlaç
- compass rose pusula kartı
- gizli plan kurmak
- gizli plan kurmak.
- pusula, pergel, sınır, alan, erim
- rüzgargülü. compass needle pusula ibresi
- süre. compass card
- çevre alan saha pusula