- yorgan
isim Yatakta örtünmeye yarayan, içi pamuk, yün vb. şeylerle doldurularak dikilmiş geniş örtü"Yatağının içinde, yorganı omzuna almış, bağdaş kurmuş, oturuyordu." - E. E. Talu
- yardım
isim Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- lüks
isim Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat"Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir." - N. Cumalı
- lüks
isim, fizik Aydınlatma ölçü birimi
- destek
isim Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- rahat
isim İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- yatıştırmak
-i Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak"Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
- teselli
isim Avunma, avuntu, avunç"Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile / Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle" - Y. K. Beyatlı
- avutmak
-i Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek"Düşün, bir acın var ki ben avutamıyorum / Gidiyorsun elimden, seni tutamıyorum" - F. N. Çamlıbel
- konfor
isim Günlük hayatı kolaylaştıran maddi rahatlık"Fazla konfor temin edemezsek kusurumuza bakmazlar." - R. N. Güntekin
- avunmak
nsz Bir şeyle uğraşarak acısını unutmak, sıkıntılardan uzaklaşmak, teselli bulmak, müteselli olmak"Ne de olsa amcam, ya bir yabancıya varsa ne yapacaktık diye avunuyordu." - E. Bener
- avuntu
isim İnsanı avutan şey, oyalanacak şey, avunç, avunma"İnsanoğlu durumu bozulunca ille bir yerden bunun avuntusunu arayıp buluyor." - H. Taner
- cesaretlendirmek
-i Yüreklendirmek, yiğitlendirmek, cesaret vermek"Reis memnun oluyor ve kâtibi biraz daha cesaretlendirmek ister gibi görünüyordu." - M. Ş. Esendal
- dirlik
isim Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim
- hoşluk
isim Hoş olma durumu, letafet
- konforsuz
sıfat Konforu olmayan
- rahatlama
isim Rahatlamak işi, relaks
- refah
isim Gönenç"Sağlığında borç içinde olmakla beraber müthiş bir refah havası içinde yüzen aile beş parasız kalıyor." - S. F. Abasıyanık
- teselli etmek
- rahat ettirmek
- rahatlik
- rahatlık, ferahlık, refah, konfor, avuntu, teselli, yardım, destek, rahatlatmak, ferahlatmak, avutmak, teselli etmek