- kaplama
isim Kaplamak işi
- kabuk
isim Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır"Ağaç kabuğu." "Meyve kabuğu."
"Midye kabuğu."
- tabaka
isim, jeoloji Katman"Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
- tabaka
isim Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu"Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." - S. F. Abasıyanık
- kürk
isim Bazı hayvanların, giyecek yapmak için işlenmiş postu
- kat
isim Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü"Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." - S. F. Abasıyanık
- kat
isim Kesme, kesilme
- örtü
isim Örtmek için kullanılan şey, vualet"Vazo, ince bir kadın eli ile işlenmiş, beyaz oymalı bir örtünün üzerindedir." - E. M. Karakurt
- kaput
isim, askerlik Asker paltosu"İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım." - Ö. Seyfettin
- kaput
isim İskambilde el vermeden yenme
- post
isim Tüylü hayvan derisi"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- kaplamak
-i Her yanını örtmek, istila etmek"Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu." - H. S. Tanrıöver
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- palto
isim Soğuk havalarda öbür giyeceklerin üstüne giyilen kalın kumaştan giysi"Evlenirken ikimize de birer palto yapılmıştı." - A. Ağaoğlu
- ceket
isim Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi"Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti." - Y. K. Karaosmanoğlu
- manto
isim Kadın paltosu"Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu." - A. Gündüz
- bulamak
-i, -e Bir nesnenin her yanını bir şeye değdirerek üstünü onunla kaplamak, bir nesneyi başka bir maddeye batırmak"Balığı una bulamak."
- kabul etmek
- ceket kat tabaka palto
- ceket, palto, mont, post, tabaka, kat, kaplama
- paltoluk kumaş