- ahenk
isim Uyum"Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı." - M. C. Kuntay
- müzik
isim Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki"Müzik eğitimi."
- zil
isim İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç
- zil
sıfat Parasız
- çınlama
isim Çınlamak işi"Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı." - A. Ş. Hisar
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- vurmak
-e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
- melodi
isim, müzik Ezgi"Biz bu melodileri ilk olarak Cemal Sahir operetlerinden duymuş, bellemiştik." - H. Taner
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- akort
isim, müzik Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen
- çıngırtı
isim Çıngırağın sesine benzer keskin ve kesik sesin adı
- şangırtı
isim Tabak, bardak, şişe vb.nin bir yere veya birbirine çarparken, kırılırken çıkardığı sesin adı
- ahenkle çalmak
- uygunluk sağlamak
- zil/çan sesi,
- ahenk.
- ahenkli ses çıkarmak. chime in uymak
- ahenkli zil veya çan sesi
- harmonize etmek
- söz kesip konuşmaya katılmak.
- şarkı söyler gibi konuşmak