- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- çekici
isim Kaza veya arıza yapan, yanlış yere park eden aracı belli bir yere götürmek için kullanılan taşıt
- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- havalı
sıfat Herhangi bir nitelikte havası olan"O murdar kokulu, ağır havalı yere..." - H. E. Adıvar
- cana yakın
sıfat Sevimli"O cana yakın, o çocuk yüzüyle dört yanına bakınca, sanki bütün varlık masumlukla aydınlanırdı." - Halikarnas Balıkçısı
- nefis
isim Öz varlık, kişilik"Çoğunu, kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü." - Ö. Seyfettin
- nefis
sıfat Pek hoş, çok güzel"Duvarlardaki pastel ve yağlı boya nefis levhalara uzaktan bir göz atmadan geçemiyorduk." - A. H. Müftüoğlu
- sevimli
sıfat Hoşa gitme özelliği olan, hoşa giden, cana yakın, şirin, sempatik"O zaman hayat sevimli ve kolaydı." - N. F. Kısakürek
- şirin
sıfat Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş"Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla" - A. M. Dranas
- alımlı
sıfat Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri"Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar." - A. Ş. Hisar
- cazip
sıfat Alımlı"Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi." - P. Safa
- cazibeli
sıfat Alımlı"Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi." - F. R. Atay
- büyüleyici
- çekici, büyüleyici, hoş