- çift
sıfat Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler)
- kuşak
isim Bele sarılan uzun ve enli kumaş"Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi." - İ. O. Anar
- bağlama
isim Bağlamak işi
- dayanak
isim Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet
- bağ
isim Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne"Ayakkabının bağı çözüldü."
- bağ
isim Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası
- destek
isim Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- tel
isim Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne"Gelin teli. Telgraf teli."
- tel
isim Telgraf
- havan
isim İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap
- sıkı tutmak
önem vermek"Sıkı bir kemer."
- destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak
- dayak
isim Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
- dayak
isim Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
- raptetmek
-i Bir şeyi bir yere iliştirmek, tutturmak
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- payanda
isim Destek
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- sağlamlaştırmak
-i Sağlam bir duruma getirmek, pekiştirmek
- kışkırtmak
-i Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak
- matkap
isim, teknik Tahta, maden, beton vb. sert maddeler üzerinde delik açmaya yarayan alet, delik açma aleti, delgi
- sıkmak
-i Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak"Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor." - Ö. Seyfettin
- askı
isim Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne"Durumu hiç değilse bir süre kurtarmak için giysiyi bir askıya takıp duvardaki çiviye astım." - A. Kutlu
- mengene
isim, teknik Onarma, işleme, düzeltme vb. işlemlerin uygulanacağı nesneyi sıkıştırıp istenildiği gibi tutturmaya yarayan bir tür alet"Yıldız, bileğimi bir mengene gibi sıktı." - A. Gündüz
- pres
isim, teknik İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
- göğüsleme
isim Göğüslemek işi"Şimdi, ikisinin suçlamalarını göğüslemeye çalışıyordum." - A. Ağaoğlu
- ing
- birbirine tutturmak
- destek, bağ, dişlere takılan tel, diş teli, ç.pantolon askısı, güçlendirmek, kuvvetlendirmek, desteklemek,
- el matkabı
- matkap kolu
- pantolon askısı
- prasya