- kara
isim, jeoloji Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak"Kurbağa karada da soluk alır, suda da." - N. Hikmet
- kara
isim En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
- silme
isim Silmek işi"Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu." - A. Kutlu
- ayıp
isim Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış"Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- imha etmek
ortadan kaldırmak, yok etmek
- karartmak
-i Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak"Güneş tenini karartmış."
- leke
isim Kirliliği gösteren iz"Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- karalamak
-i Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek"Duvarı karalamışlar."
- kirlenmek
nsz Kirli duruma gelmek, pislenmek"Hele saçların kirlenmiş, kırışmış, keçeleşmiş." - E. Işınsu
- kirletmek
-i Kirli duruma getirmek, pisletmek"Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." - A. Ş. Hisar
- lekelemek
-i Bir şeyi kirletmek, bir şey üzerinde leke oluşturmak"Kumaşı lekelemek."
- lekelenmek
nsz Leke oluşmak
- gelişigüzel boyamak
- ortadan silmek
- tanınmaz hale getirmek
- tavlada açık pul
- leke, mürekkep lekesi, ayıp davranış, kusur, leke, kara, lekelemek, kirletmek, kurutma kâğıdıyla temizlemek,
- herhangi bir meseledeki açık veya zayıf nokta.
- imha etmek.
- kağıt üzerindeki mürekkep lekesi
- kurutma kağıdı ile kurutmak
- leke ayıp
- mürekkep lekesi