-
yüz karası : isim Utanılacak bir durum veya şey, yüz kiri"Bizim gibi yüzyıllar boyunca egemen olmuş, imparatorluklar kurmuş, zaferler kazanmış bir ulus için ne yaman bir yüz karasıdır bu." - T. Halman
-
yüzü kara : sıfat Utanacak bir durumu olan (kimse)
-
kara yüz : isim Utanç verici, yüz kızartıcı durum
-
kara para : isim Yasa dışı yollardan sağlanan kazanç
-
Karagöz : isim, hayvan bilimi İzmaritgillerden, 25-30 santimetre uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus)
-
Karagöz : özel, isim Deve derisinden veya mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatmaya dayalı bir gösteri oyunu
-
gözü kara : sıfat Korkusuz (kimse)"Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada." - N. F. Kısakürek
-
karaağaç : isim, bitki bilimi Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç, narven (Ulmus)"Eski ormanlardan, yol kenarlarında tek tük karaağaçlar, gürgenler ve kavaklar kalmış." - H. S. Tanrıöver
-
karaardıç : isim, bitki bilimi Güney Avrupa'da yetişen bir tür ardıç (Juniperus sabina)
-
karaasma : isim, bitki bilimi Lohusa otu
-
karabacak : isim, bitki bilimi Pancar fidelerinde gelişerek fidenin ölümüne veya cılız kalmasına yol açan ve yerleştiği bölgeleri kara beneklerle örten asklı mantar
-
karabakal : isim, hayvan bilimi Karatavukgillerden, kara renkli ardıç kuşu (Tutrdus pilaris)
-
karabaldır : isim, bitki bilimi Baldırıkara
-
karabalık : isim, hayvan bilimi Tatlısu kayası
-
karaballık : isim Birtakım böceklerin çıkardıkları şekerli sıvıya yapışarak yaprak, filiz ve meyvelerin kurum karası bir renkte kaplanmasına yol açan ilkel mantar
-
karabasan : isim Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus"Son iki günün rüyası, düşü, karabasanı aynı biçimde sürüyormuş." - A. Ağaoğlu
-
karabaş : isim Çoban köpeği
-
karabatak : isim, hayvan bilimi Karabatakgillerden, balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri, kara tüylü bir deniz kuşu (Phalacrocorax)
-
karabiber : isim, bitki bilimi Karabibergillerin örnek bitkisi olan, zeytinsi, meyvelerin taneleri yuvarlak, yaprakları kalp biçiminde, tırmanıcı bir bitki (Piper nigrum)
-
karaborsa : isim, ticaret Piyasada olmayan bir malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi"Bir teneke benzin aldık karaborsadan, dayan, dedik." - O. V. Kanık
-
karabuğday : isim, bitki bilimi Karabuğdaygillerden, tohumları için yetiştirilen, bir yıllık bitki (Fagopyrum)"Karabuğday rengindeki esmer simasının üzerinde bir çift duru bakışlı güvela gözleri vardı." - E. E. Talu
-
karabulut : isim Sıkıntı, felaket
-
karaburçak : isim, bitki bilimi Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür, küşne (Ervum ervilla)
-
karaciğer : isim, anatomi Karın boşluğunun sağ üst bölgesinde bulunan, öd salgılayan, şeker depolayan, iri, açık kahverengi organ"Biz burada hepimiz karaciğerimiz delinerek ölmeye mahkûmuz." - N. Hikmet
-
karaçalı : isim, bitki bilimi Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısı renginde, dikenli bir bitki, çalı dikeni (Paliurus spinosa)
-
karaçam : isim, bitki bilimi Bir tür çam (Pinus nigra)
-
karaçayır : isim, bitki bilimi Buğdaygillerden, çimen biçiminde veya geniş çayır olarak yetiştirilen bir park bitkisi (Lolium)
-
karadağlı : isim Bir tür toplu tabanca
-
karadavar : isim Her yaştaki kıl keçisi veya kıl keçisi sürüsü
-
karadul : isim, hayvan bilimi Sokması büyük acı veren, iri, esmer, zehirli örümcek (Latrodectus mactans)
-
karadut : isim, bitki bilimi Siyah renkte olan dut"Karadutum, çatalkaram, Çingene'm / Nar tanem, nur tanem bir tanem" - B. R. Eyuboğlu
-
Karaevli : özel, isim, tarih Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
-
karafatma : isim, hayvan bilimi Kın kanatlılardan, böcek, kurt ve sümüklü böceklerle beslenen, tarıma yararlı, parlak siyah renkli bir böcek, ağılı böcek (Carabus)
-
karagevrek : isim, bitki bilimi Bir tür üzüm
-
karagül : isim, hayvan bilimi Karakul
-
karagürgen : isim, bitki bilimi Gürgen
-
karahalile : isim, bitki bilimi Doğu Hindistan'da yetişen bir bitkinin olgunlaşmadan önce toplanan ve kurutulan 1-3 santimetre uzunluğunda, iğ biçiminde siyah renkli, sert, kokusuz taneleri (Fructus Myrobalani)
-
karahindiba : isim, bitki bilimi Birleşikgillerden, uzun ve dişli yapraklı, çiçekleri sarı ve kömeç biçiminde bir bitki (Taraxacum)
-
karahumma : isim, tıp (***) Tifo
-
karaiğne : isim, hayvan bilimi Bir tür iğneli karınca
-
karakabarcık : isim, tıp (***) Şarbon
-
karakaçan : isim Eşek"Karakaçanları, sürüleriyle dağ dağ dolaşan göçebe çobanlarıdır." - A. Haşim
-
karakafes : isim, bitki bilimi Sığırdiligillerden, çiçekleri beyaz ve menekşeye çalan kırmızı renkte, eczacılıkta kullanılan bir bitki, eşekkulağı (Symphytum)
-
karakarga : isim, hayvan bilimi Kuzgun
-
karakaş : isim, hayvan bilimi Genellikle Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilen, vücudu beyaz, ağız, burun, göz etrafı, kulak ve tırnakları siyah, yağlı kuyruğunun uç kısmı fazla sarkık bir tür koyun
-
karakavak : isim, bitki bilimi Yüksekliği 35 metre kadar olabilen, kabuğu koyu renkli bir tür kavak (Populus nigra)
-
karakavuk : isim Hindiba
-
karakavza : isim, bitki bilimi Yaban havucu
-
karakeçi : isim, hayvan bilimi Sazana benzer bir tatlı su balığı (Barbus fluviatilis)
-
karakeme : isim, bitki bilimi Domalan
-
karakılçık : isim, bitki bilimi Kılçıkları siyah olan, kırmızı veya beyaz, sert taneli buğday
-
karakoncolos : isim Çocukları korkutmak için kendisinden söz edilen, gerçek dışı bir yaratık, umacı, hayalet
-
karakucak : isim, spor Kökeni Orta Asya'ya uzanan, serbest stilde, yağ sürülmeden yapılan en eski, geleneksel Türk güreşi
-
karakul : isim, hayvan bilimi Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun, karagül
-
karakulak : isim, hayvan bilimi Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan (Caracal melanotis)
-
karakulak : isim, tarih Osmanlı Devleti'nde emir çavuşu, haberci
-
karakuş : isim, hayvan bilimi Kartal türünden kuşlara verilen ad
-
karakuş : isim Atların ayaklarında şiş yapan bir hastalık
-
karakutu : isim Uçaklarda pilotların konuşmalarını ve kuleden gelen mesajları alıp saklayan araç
-
karalahana : isim, bitki bilimi Yaprakları koyu yeşil olan bir tür lahana
-
karaleylek : isim, hayvan bilimi Leylekgillerden, gagası aşağı doğru kıvrık, tüyleri kara, uzun bacaklı bir kuş, çeltik kargası (Ciconia nigra)
-
karasakız : isim Zift
-
karasığır : isim, hayvan bilimi Orta Anadolu'da yetişen, sert ve kurak iklime dayanıklı, küçük yapılı bir tür sığır
-
karasinek : isim, hayvan bilimi Böcekler sınıfının çift kanatlılar takımından, insan ve evcil hayvanların kanını emen, görünüşü ev sineğine benzeyen bir tür eklem bacaklı (Stomoxys calcitrans)
-
Karasu : isim, tıp (***) Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı, glokom
-
Karasu : özel, isim Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
-
karataban : isim İpek böceklerinde geniş çapta ölüme yol açan kelebek hastalığı
-
karatavuk : isim, hayvan bilimi Karatavukgillerden, tüyleri kara, meyve ve böceklerle beslenen ötücü kuş (Turdus merula)
-
karaturp : isim, bitki bilimi Turpgillerden, etli, iri beyaz köklü çok yıllık bir bitki (Raphanus sativusvar niger)
-
karayaka : isim, hayvan bilimi Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde yetişen, uzun kuyruklu, beyaz renkli bir tür koyun
-
karayandık : isim, bitki bilimi Deve dikeni
-
karayanık : isim, tıp (***) Şarbon
-
karayemiş : isim, bitki bilimi Taflan
-
karayılan : isim, hayvan bilimi Boyu uzun, başı iri pullarla örtülü, zararlı hayvanları yediği için tarıma yararlı, tehlikesiz bir yılan (Coluber)
-
acıkara : isim, bitki bilimi Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir tür ekşi üzüm
-
bağrıkara : isim, hayvan bilimi Bir tür iskete kuşu (Saxicola torquata)
-
baldırıkara : isim, bitki bilimi Nemli yerlerde yetişen birçok eğrelti otu türünün ortak adı, karabaldır
-
baştankara : isim, hayvan bilimi Ötücü kuşlar takımının baştankaragiller familyasından, Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya'da yaşayan, böcek yiyerek tarıma yararlı olan, oldukça kısa, güçlü ve sivri gagalı, çeşitli renklerde olabilen bir tür kuş (Parus major)
-
karnıkara : isim Börülce
-
kıçtankara : isim, denizcilik Baştan demirleyen, kıçtan da halatlarla kıyıya bağlanan gemi
-
sırtıkara : isim, hayvan bilimi Bir tür lüfer
-
yanıkara : isim Şarbon
-
horozkarası : isim, bitki bilimi Bir tür üzüm
-
kalecikkarası : isim, bitki bilimi Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, kalın kabuklu, siyah renkli bir tür üzüm
-
papazkarası : isim, bitki bilimi Kırmızı şarap yapımında kullanılan bir tür üzüm
-
sergikarası : isim, bitki bilimi Gaziantep çevresinde genellikle şarap yapmak için üretilen, sofralık olarak da tüketilen, orta kalın kabuklu, siyah renkli, iri taneli bir tür üzüm
-
tavukkarası : isim, tıp (***) Gece körlüğü
-
kara ağızlı : sıfat Kara çalıcı, iftira eden"Bu kara ağızlıların yüzde yüz sahteci ve yalancı olduklarını bilir." - S. Birsel
-
kara baht : isim Kara yazı
-
kara boya : isim, kimya Sülfürik asit
-
kara bulut : isim, meteoroloji Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu, nimbus
-
kara cahil : sıfat Çok cahil"Paşa kara cahil olduğunu ileri sürdüğü hâlde, öyle değildi." - R. N. Güntekin
-
kara cümle : isim Aritmetikte dört işlem"Hesabın, bütün bu derslerin hepsinin üstünde olması, Ömer Hoca'nın kara cümleyi iyice okutmasındandır." - M. Ş. Esendal
-
kara çıyan : isim Sinsi, hain esmer kimse
-
kara damaklı : sıfat İnatçı, aksi (kimse)
-
kara delik : isim, gök bilimi Yakınındaki nesnelerin kaçıp kurtulmasına izin vermeyecek kadar yüksek çekim kuvvetine sahip, çok yoğun bir kütlenin oluşturduğu uzay bölgesi
-
kara düzen : isim, müzik Halk müziğinde bağlama çalış türlerinden biri"Gayet iyi kara düzen çalardı, gür bir sesle eski türküler söylerdi." - Y. K. Beyatlı
-
kara elmas : isim, mineraloji Kayaları delmekte kullanılan siyah elmas, karbonado
-
kara et : isim Kastan oluşan yağsız et
-
kara fırın : isim İçinde odun yakılmak suretiyle ekmek pişirilen, yüksek ateşe dayanıklı tuğlalardan yapılmış ve pişirme süresi modern fırınlardan daha uzun olan fırın, taş fırın
-
kara gün : isim Üzüntülü, sıkıntılı zaman
-
kara haber : isim Ölüm veya felaket haberi, kötü haber"Belki de annemin verdiği kara haber beni öyle bir yerimden vurmuştu ki sersemleşip kalmıştım." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
kara kalem : isim Resim yapmada kullanılan kömür kalem
-
kara kaplı kitap : isim Çıkar sağlamak için yasa dışı işlerin yapılmasında yol gösteren yöntemler bütünü
-
kara kehribar : isim, mineraloji Oltu taşı
-
kara kış : isim Kış ortası, kışın en şiddetli zamanı, zemheri"Kıştı, İstanbul'a arada bir uğrayan kara kışlardan biri." - N. Hikmet
-
kara koca : isim Saçı ağarmamış yaşlı kimse
-
kara kovan : isim Arıların fennî kovan yerine içine petek oluşturdukları sazdan, çamurdan veya sepetten kovan
-
kara kullukçu : isim, tarih Yeniçeri Ocağı bölüklerinde odaları ve odaya gelen konukların ayakkabılarını temizleme, yemek kaplarını yıkama vb. işlerle görevli er
-
kara kuru : sıfat Esmer ve zayıf (kimse)"Kara kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın, komutan Muhsin Bey bunun neresini beğenmiş?" - H. E. Adıvar
-
kara kusmuk : isim, tıp (***) İçinde bol miktarda kara kan bulunan kusmuk
-
kara kutu : isim Bir kişinin bütün sırlarını bilen kimse, sırdaş
-
kara kuvvet : isim Din bağnazlığının oluşturduğu gerici ve tehlikeli güç
-
kara liste : isim Sakıncalı sayılan veya cezalandırılması düşünülen kimse, grup, ülke vb.nin listesi"İhtikâr yapanların adlarını taşıyacağı söylenen kara listelerden söz açacak değilim." - N. Hikmet
-
kara maşa : isim Zayıf, esmer, ufak tefek kadın
-
kara mizah : isim Yalnız güldürmeyi değil, düşündürmeyi ve yergiyi de amaçlayan mizah"Acının, yanlışın hatta çirkinin kara mizahı tam anlamıyla yapılmadı daha." - T. Uyar
-
kara nokta : isim Kara yollarında çok sık kaza olan yer
-
kara pazar : isim Piyasada olmayan malların gizli olarak yüksek fiyatla satıldığı yer
-
kara sarı : isim Siyaha çalan sarı"Yüzünde kara sarı bir renk arada bir değişiyordu." - Y. Kemal
-
kara sevda : isim Umutsuz ve güçlü aşk
-
kara su : isim Ağır akan su
-
kara tahta : isim Okullarda üzerine tebeşirle yazı yazılan, tahtadan yapılmış, siyah veya yeşil renkli, geniş levha, yazboz tahtası, tahta
-
kara talih : isim Kara yazı"Kara talihimin bir gün bir vesile ile değişmesi şart." - A. Kulin
-
kara tren : isim Kömürle işleyen tren
-
kara yağız : sıfat Esmer (erkek)"Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı." - K. Tahir
-
kara yas : isim Aşırı bir biçimde üzüntüye kapılma"O gün hakikat olur bu milletin rüyası / O gün bu millet atar üstünden kara yası" - E. B. Koryürek
-
kara yazı : isim Kötü yazıldığına inanılan alın yazısı, kara talih, kara baht
-
kara yel : isim, meteoroloji Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel, keşişleme karşıtı
-
kara yer : isim Mezar, sin, gömüt
-
ağzı kara : sıfat Kara haber vermekten hoşlanan, şom ağızlı
-
bağrı kara : sıfat Bağrı yanık
-
bahtı kara : sıfat Mutsuz, talihsiz (kimse)
-
gönlü kara : sıfat Başkalarının kötülüğünü isteyen (kimse)
-
karnı kara : sıfat Kötü yürekli (kimse)
-
yağlı kara : isim İs ile yağın karışımından oluşan, halk arasında yaralara da sürülen tencere kiri
-
fil dişi karası : isim Fil dişi külünden yapılan kara boya
-
yürek karası : isim İşlenen bir günahtan sonra duyulan sürekli ve üzücü pişmanlık
-
kara çalmak : birine iftira etmek, kara sürmek
-
kara kara düşünmek : çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak
-
kara sürmek : kara çalmak
-
karaya sabun, deliye öğüt neylesin : "özü bozuk olan şey, düzeltme çabalarıyla iyi duruma getirilemez" anlamında kullanılan bir söz
-
karalar bağlamak (veya giymek) : yas tutmak