- sokak
isim İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol"Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar." - Ö. Seyfettin
- önünü kesmek
yolunu kesmek"Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." - A. Ümit
- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- kütük
isim Kalın ağaç gövdesi
- kalıp
isim Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa
- takoz
isim Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama, kıskı
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- blok
isim Kocaman ve ağır kitle
- kütle
isim Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın
- engel olmak
önlemek, geciktirmek"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- makara
isim Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- tıkamak
-e, nsz Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak"Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." - S. F. Abasıyanık
- kapamak
-i Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek"Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı." - H. E. Adıvar
- durdurmak
-i Durmasını sağlamak"Sızıntıları durdurmadan, bir önlem almadan ne diye bütün kitapları, eşyaları taşıdık ki!" - A. Ağaoğlu
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- klişe
isim Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha"Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır." - Y. Z. Ortaç
- mahal
isim Yöre (I)"Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır." - N. Hikmet
- engellemek
-i Bir şeyin gerçekleşmesini veya yapılmasını önlemek"Gelgelelim bu yalnız, bu mutlu ölüm düşünü tek bir şey engellemektedir." - A. Ağaoğlu
- önlemek
-i Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak"Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler." - S. Ali
- öbek
isim Küme"Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." - F. R. Atay
- tıkanıklık
isim Tıkanık olma, iyi işleyememe durumu
- palanga
isim Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan düzenek
- tıkanma
isim Tıkanmak işi"Sinirlerimin gerginliği, nefesimin tıkanması hâlâ savulmadı." - S. M. Alus
- Golf, Club yüzünün normal bir şekilde topa vuruşunu önleyen harekete verilen isimdir.
- kütük/kaya/taş parçası, blok, bir bütün olarak düşünülen miktar,
- abluka etmek
- bilinçdışı engel
- büyük parça
- geçişi kapatmak
- idama gitmek
- tahta tezgah
- şapka kalıbı