- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- kaba
sıfat Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." - Ö. Seyfettin
- terbiyesiz
sıfat Terbiyesi olmayan
- aşikâr
sıfat Açık, apaçık, belli, meydanda"Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı." - E. Şafak
- bariz
sıfat Açık, göze çarpan, belirgin"Halk arasında da keder ve sevinç diye iki bariz heyecan olduğuna inanmıştı." - P. Safa
- küstah
sıfat Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)"Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." - R. N. Güntekin
- apaçık
sıfat Çok açık, çok belirgin"Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." - H. R. Gürpınar
- utanmaz
sıfat Utanması olmayan, sıkılmaz, yüzsüz, arsız"Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar." - B. Felek
- arlanmaz
sıfat Utanmaz, sıkılmaz
- arsiz
- bödüren
- yüksek sesle bağıran
- aşikâr.
- kaba, utanmaz, arsız, terbiyesiz, küstah