- ince
sıfat Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
- zayıf
sıfat Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)"Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." - S. M. Alus
- azaltmak
-i Az denecek bir miktara indirmek"İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." - B. R. Eyuboğlu
- kısmak
-i Sesi azaltmak, alçaltmak"Radyoyu biraz kısar mısın?"
- azalma
isim Azalmak işi, eksilme, tenakus"Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır." - E. Şafak
- zayıflama
isim Zayıflamak işi"Sanki pek şişman bir şeymiş gibi zayıflama hastalığına tutulmuştu." - M. Ş. Esendal
- azaltma
isim Azaltmak işi
- dar
sıfat İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı"Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım." - A. Ağaoğlu
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- zayıflatmak
-i Zayıf olmasına yol açmak"Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." - F. R. Atay
- seyrekleştirmek
-i Seyrek duruma getirmek, aralamak, seyreltmek
- inceltmek
-i İnce duruma getirmek
- daraltmak
-i Dar duruma getirmek"Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." - T. Buğra
- incelme
isim İncelmek işi
- zayıflatma
isim Zayıflatmak işi
- azalmış
- dar, inceltmek, hafifletmek, azaltmak, zayıflatmak
- dar.
- değerini düşürmek
- değerini düşürmek attenua'tion inceltme
- zayıflama.