- yüzyıl
isim Yüzyıllık süre, asır"Son yüzyıl içinde bizi bu hâlden kurtarmak isteyen hiçbir davranış şifa getiremedi." - N. F. Kısakürek
- gün
isim Güneş
- yas
isim Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem"En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez" - F. N. Çamlıbel
- çağ
isim Zaman dilimi, vakit
- zaman
isim Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." - Ö. Seyfettin
- kuşak
isim Bele sarılan uzun ve enli kumaş"Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi." - İ. O. Anar
- yaşlı
sıfat Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)"Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın." - E. Şafak
- yaşlı
sıfat Yaşla dolmuş (göz)"Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı." - Ö. Seyfettin
- yaşlılık
isim Yaşlı olma durumu"Yüzüne bir yaşlılık gelmiş vücudunu bir ağırlık kaplamış." - R. H. Karay
- yaşam
isim Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat
- olgunluk
isim Meyvelerin olgun, yenilebilir olma durumu
- yetişkin
sıfat Yetişmiş, olgunlaşmış
- ömür
isim Yaşam"Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni." - Yunus Emre
- çakmak
isim Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası"Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı." - B. Felek
- çakmak
isim, tıp (***) Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı
- çakmak
-i, -e Vurarak sokup yerleştirmek"Çiviyi tahtaya çakmak."
- sene
isim Yıl"Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar" - B. R. Eyuboğlu
- asır
isim Yüzyıl"Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır." - A. H. Müftüoğlu
- devir
isim Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası"Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." - B. Felek
- yaşlanmak
nsz Yaşı ilerlemek, ihtiyarlamak"Allah'ın takdiri bilinmez ama ben seni hayli yaşlanmış görüyorum." - T. Buğra
- nesil
isim, toplum bilimi Kuşak"Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar." - A. H. Tanpınar
- ergin
sıfat Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş"Ergin yemiş. Ergin ekin."
- jenerasyon
isim, toplum bilimi Kuşak
- dönem
isim Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot"Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi." - H. E. Adıvar
- eskimek
nsz Eski duruma gelmek"Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede." - K. Korcan
- yaşlandırmak
-i Yaşlanma işini yaptırmak
- ihtiyarlamak
nsz Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, kocamak"İnsan ihtiyarlayınca bir sürü manasız şeylerle farkında olmadan meşgul oluyor." - A. M. Dranas
- senelerce
zarf Yıllarca"Bu ikisinin arasında senelerce süren bir cehennem hayatı oldu." - H. Z. Uşaklıgil
- yaş, yaşlılık, rüşt, çağ, çok uzun zaman, asır, yaşlanmak, ihtiyarlamak, eskimek, ihtiyarlatmak, eskitmek,
- dinlendirilmiş
- kocamaz
- yaşındaki