-
büyük balık küçük balığı yutar : "güçlüler, güçsüzleri ezer" anlamında kullanılan bir söz"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük başın derdi büyük olur : "büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur" anlamında kullanılan bir söz"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük gelmek : kıyafet, bol ve geniş olmak"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük görmek (veya bilmek veya tutmak) : kendini veya başkasını olduğundan üstün saymak, yüceltmek"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük laf etmek : büyük söylemek"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük lokma ye büyük söz söyleme : "başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme" anlamında kullanılan bir söz"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük oynamak : çok para koyarak kumar oynamak"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük (söz) söylemek : yapacağı bir şey hakkında kesin konuşarak övünmek"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük sözüme tövbe! : bir konuda çok kesin konuşulduğunda tersi bir durumun başa gelmemesi dileğini belirten bir söz"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyük yemin etmek : bir şeyi yapmamak konusunda en kutsal şeyler üzerine ant içmek"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyükle büyük, küçükle küçük olmak : her yaş ve durumdaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpmek : saygı ve sevgi göstermek"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
-
büyükten büyüğe : mirasın kardeşler arasında önce büyüğe, o öldüğünde kalanların en büyüğüne geçmesi kuralı"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç