anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır anlamı nedir? , Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır ne demek ?

Kelimeler > B ile başlayan kelimeler > bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır nedir?

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
anlamı

'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır' 7 kelime ve 36 harften oluşmaktadır.

bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır foto galeri
  • nedir "iyilik küçük de olsa unutulmaz" anlamında kullanılan bir söz

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır ile ilgi cümleler (0)

"bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
  1. bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım : tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder

  2. bir adama kırk gün ne dersen o olur : "sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir" anlamında kullanılan bir söz

  3. bir ağaçta gül de biter diken de : "bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da" anlamında kullanılan bir söz

  4. bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır : "ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır" anlamında kullanılan bir söz

  5. bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz : "bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir" anlamında kullanılan bir söz

  6. bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) : çok az (gitmek veya yol almak)

  7. bir aşağı bir yukarı : zarf amaçsız olarak gidip gelmeyi anlatan bir söz

  8. bir ayağı çukurda olmak : yaşayacak çok az zamanı kalmış olmak

  9. bir ayak üstünde bin yalan söylemek : çok kısa sürede pek çok yalan söylemek

  10. bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek : çok kısa sürede pek çok yalan söylemek

  11. bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez : "çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır" anlamında kullanılan bir söz

  12. bir baltaya sap olamamak : belli bir iş sahibi olamamak

  13. bir başa bir göz yeter : "azla yetinmek gerekir" anlamında kullanılan bir söz

  14. bir bardak suda fırtına koparmak : önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek

  15. bir başka (olmak) : benzersiz, eşsiz (olmak)

  16. bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca) : bir yerin bir sınırından öbür sınırına kadar

  17. bir ben, bir de Allah bilir : "çok sıkıntı içindeyim" anlamında kullanılan bir söz

  18. bir biçimine getirmek : çözüm yolu bulmak

  19. bir ... bir (veya bir de) : hem ... hem

  20. bir boka yaramamak : hiçbir şeye elverişli olmamak

  21. bir bu eksikti : sıkıntılı bir durum varken bir yenisinin çıkması üzerine söylenen bir söz

  22. bir çatı altında (olmak veya bulunmak) : aynı yapı, kurum, kuruluş vb. içinde (olmak)

  23. bir çekirdek geri kalmamak : bütünüyle denk olmak

  24. bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz : "küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz" anlamında kullanılan bir söz

  25. bir çöplükte iki horoz ötmez : bir yerde iki kişi baş olmaz

  26. bir çuval inciri berbat etmek : düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak

  27. bir dalda durmamak : sık sık iş veya düşünce değiştirmek

  28. bir dediği bir dediğini tutmamak : söyledikleri birbirine uymamak, tutarsız konuşmak

  29. bir dediği iki olmamak : her istediği yapılmak

  30. bir deri bir kemik (kalmak) : çok zayıf (olmak)

  31. bir dikili ağacı olmamak : hiçbir şeyi olmamak

  32. bir dikiş kaldı : nerede ise, az kaldı

  33. bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) : "insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter" anlamında kullanılan bir söz

  34. bir don bir gömlek : yarı çıplak

  35. bir dostluk kaldı! : mal azaldığında satıcıların kullandığı bir müşteriyi özendirme sözü

  36. bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir : "sonbaharda ekilen bir dönümlük yerden, yazın ekilen on dönümlük yerin ürünü kadar ürün alınır" anlamında kullanılan bir söz

  37. bir dudağı yerde bir dudağı gökte : masallardaki dev gibi korkunç ve çirkin

  38. bir düşüncedir (veya düşünce) almak : bir konuda kaygılanarak çözüm yolu bulmaya çalışmak

  39. bir elini bırakıp ötekini öpmek : aşırı saygı göstermek

  40. bir elinin verdiğini öbür elin görmesin : "birine yaptığın iyiliği gizli tut" anlamında kullanılan bir söz

  41. bir elin nesi var, iki elin sesi var : "başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek" anlamında kullanılan bir söz

  42. bir elin sesi çıkmaz : "bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir" anlamında kullanılan bir söz

  43. bir eli yağda bir eli balda (olmak) : varlık ve bolluk içinde (olmak)

  44. bir elle verdiğini öbür elle almak : yapar göründüğü bir iyiliği, sağladığı bir çıkarla ödetmek

  45. bir elmanın yarısı o, yarısı bu : birbirlerine çok benzeyen kimseler için kullanılan bir söz

  46. bir fende kazık kakmak (veya çakmak) : bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak

  47. bir fit bin büyü yerine geçer : "bir kimseyi başkasına karşı kışkırtmak için ara bozacak bir söz, bin büyü kadar etkilidir" anlamında kullanılan bir söz

  48. bir gömlek fazla eskitmiş olmak : birinden daha yaşlı ve daha görmüş geçirmiş olmak

  49. bir görüş bir kör biliş : "bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez" anlamında kullanılan bir söz

  50. bir göz ağlarken öbür göz gülmez : "keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir" anlamında kullanılan bir söz

  51. bir göz gülmek : hem gülüp hem ağlamak

  52. bir günden bir güne : hiçbir zaman

  53. bir günlük beylik beyliktir : "hoşa giden bir durum, kısa da sürse çekici ve güzeldir" anlamında kullanılan bir söz

  54. ... bir hâl almak (hâle girmek) : ... bir duruma gelmek

  55. bir hâl olmak : bir şeyin çok tekrarlanması yüzünden bitkin duruma gelmek, usanmak, bezmek, fenalık gelmek

  56. bir hizaya gelmek : düzgün sıra olmak

  57. bir içim su (gibi olmak) : çok güzel (kadın)

  58. bir iğne bir iplik olmak : iğne ipliğe dönmek

  59. bir ilke imza atmak : bir konuda hiç kimsenin veya kuruluşun yapmadığı bir işi gerçekleştirmek

  60. bir inat, bir murat : "inatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder" anlamında kullanılan bir söz

  61. bir iş olmak : anlaşılmaz, bilinmeyen bir durum olmak

  62. bir işaretine bakmak : bir işi yapmak için hazır beklemek

  63. bir işi başından kesmek : yapılması istenmeyen bir işi baştan engellemek

  64. bir iştir oldu : istenmeyen, kötü bir durum karşısında söylenen bir söz

  65. bir kafada olmak : aynı düşüncede olmak

  66. bir kapıya çıkmak : aynı sonuca varmak

  67. bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece : "sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur" anlamında kullanılan bir söz

  68. bir kazanda kaynamak : anlaşmak, uyuşmak, bağdaşmak

  69. bir kenara atılmak : unutulmak, terk edilmek, ilgi kesilmek

  70. bir kenarda durmak : gerektiği zaman kullanmak üzere hazırda tutmak

  71. bir kıza dünür düşmek : bir kızı evlenmek üzere başkası için istemek

  72. bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır : "bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir" anlamında kullanılan bir söz

  73. bir kol çengi : şen sözler ve davranışlarla çevresine neşe saçanlar için söylenen bir söz

  74. bir kolayını aramak : bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak

  75. bir kolayını bulmak : kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak veya yapma yolunu bulmak

  76. bir koltuğa iki karpuz sığmaz : "aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır" anlamında kullanılan bir söz

  77. bir korkak bir orduyu bozar : "bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa çıkarır" anlamında kullanılan bir söz

  78. bir koyundan iki post çıkarmak : olması gerekenden daha fazla elde etmek

  79. bir Köroğlu, bir Ayvaz : bir karı kocanın çocuklarının, yakınlarının yanlarında bulunmadığını veya çocukları olmadığını anlatan bir söz

  80. bir köşeye atılmak : terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek

  81. bir köşeye çekilmek : hiçbir işe karışmayarak yaşamak

  82. bir köşeye koymak : saklamak, biriktirmek

  83. bir köşeye oturmak : gelin olmak, evlenmek

  84. bir köşeye sinmek : kimsenin görmeyeceği bir yere saklanmak, gizlenmek, sesi çıkmaz olmak

  85. bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur) : "bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur" anlamında kullanılan bir söz

  86. bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak : söylenen söze önem vermemek

  87. bir kurşun atımı : kurşunun gidebileceği uzaklık

  88. bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır : "herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir" anlamında kullanılan bir söz

  89. bir noktaya kadar : belli bir sınıra kadar

  90. bir mum al da derdine yan : "başkalarıyla uğraşacağına kendi durumunu düşün" anlamında kullanılan bir söz

  91. bir o kadar : ne kadar varsa o kadar daha, bir katı, bir misli

  92. bir olmak : bir araya gelmek, iş birliği yapmak

  93. bir o yana, bir bu yana : rastgele, birçok yere, çeşitli yönlere

  94. bir papel (veya pul) etmemek : değeri olmamak

  95. bir pula satmak : bir kimseyi bir çıkar uğruna harcamak

  96. bir selam bin hatır yapar : "selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önemi vardır" anlamında kullanılan bir söz

  97. bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) : "birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz" anlamında kullanılan bir söz

  98. bir sıkımlık canı olmak : çok cılız ve güçsüz olmak

  99. bir söyle on dinle : "az konuşup çok dinlemek yararlı olur" anlamında kullanılan bir söz

  100. bir söylemek pir söylemek : uzatmadan gereği gibi söylemek

  101. bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek : birinin her istediğini hemen yerine getirmek

  102. bir sürçen atın başı kesilmez : "şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir" anlamında kullanılan bir söz

  103. bir şey (veya şeyler) olmak : huyu, durumu, tutumu değişmek, yeni huylar edinmek

  104. bir şey sanmak : bir kimseyi, bir şeyi, bir yeri gerçeğinden, olduğundan başka türlü düşünerek hayal kırıklığına uğramak, değerlendirmede yanılmak

  105. bir şey söylemek : konuşmak

  106. bir şey yapmak : iyilik veya kötülükte bulunmak

  107. bir şeye benzememek : işe yarar durumda olmamak

  108. bir şeyler, bir şeyler : daha fazla açıklamamak, kısa kesmek gerektiğinde söylenen bir söz

  109. bir tanem : çok sevilen kişiye söylenen bir söz

  110. bir tarakta bezi olmamak : sözü edilen konu ile ilgisi olmamak, bilgisi bulunmamak

  111. bir tarafa bırakmak (veya koymak) : önemsememek, benimsememek, ertelemek

  112. bir taşla iki kuş vurmak : bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak

  113. bir tat, bin feryat : mutluluktan çok, sıkıntısı olan

  114. bir tek : olumlu cümlelerde, yalnız bir

  115. bir tek atmak : bir kadeh içki içmek

  116. bir tepe yıkılır, bir dere dolar : "dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir" anlamında kullanılan bir söz

  117. bir torba kemik : çok zayıf

  118. bir tuhaflığı olmak : kendini iyi hissetmemek

  119. bir tutmak (veya görmek) : eşit saymak, eşit görmek

  120. bir varmış bir yokmuş : bir masala başlarken, "eskiden" anlamında söylenen bir tekerleme

  121. bir yakadan baş çıkarmak : bir çatı altında dirlik düzenlik içinde yaşamak

  122. bir yastığa baş koymak : evlilik hayatını mutlu bir biçimde geçirmek

  123. bir yastıkta kocamak : karı koca birlikte uzun bir ömür sürmek

  124. bir yaşına daha girmek : şimdiye değin görmediği şaşılacak yeni bir şeyle karşılaşmak

  125. bir yere kadar : belli bir noktaya veya sınıra kadar

  126. bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden : "oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen de bir türlü doyurulamaz" anlamında kullanılan bir söz

  127. bir yiyip bin şükretmek : kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun değerini bilmek

  128. bir yol tutturmak : bir davranış, bir tutum biçimi belirlemek

  129. bir yolunu bulmak : çare bulmak, çözüm üretmek

  130. bire beş katmak : bire bin katmak

  131. bire bin katmak : çok abartmak

  132. bire ... vermek : buğday, arpa, nohut, fasulye vb. ürünler için toprak, kullanılan tohumun belli bir katı kadar ürün vermek

  133. biri bilmeyen bini hiç bilmez : "küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir" anlamında kullanılan bir söz

  134. bir de : ve olana katarak, fazladan

  135. bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) : bir konuda yapabileceği çok az şeyi bulunmak

  136. bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış : "bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz" anlamında kullanılan bir söz

  137. bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar : bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz

  138. bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır : "iyilik küçük de olsa unutulmaz" anlamında kullanılan bir söz

  139. bir gömlek aşağı : birinden bir derece daha düşük


Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (13 tane) : i,a,e,ı
  2. - Ünsüz harf (23 tane) : b,r,f,n,c,k,h,v,y,l,t,d
  3. - Kalın Ünlüler : (2 tane) : a,ı
  4. - İnce Ünlüler : (2) : i,e
  5. - Sert Ünsüz : (4) : f,k,h,t
  6. - Yumuşak Ünsüzler : ( 8) : b,r,n,c,v,y,l,d

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • To look out
  • Protest
  • Reck
  • Be against
  • To disagree
  • Furor
  • Demur
  • Gainsay
  • Abide by
  • Controvert

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı