anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

Başını nâra yakmak anlamı nedir? , Başını nâra yakmak ne demek ?

Kelimeler > B ile başlayan kelimeler > başını nâra yakmak nedir?

Başını nâra yakmak
anlamı

'Başını nâra yakmak' 3 kelime ve 16 harften oluşmaktadır.

başını nâra yakmak foto galeri
  • nedir birini ağır bir zarara uğratmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

Başını nâra yakmak ile ilgi cümleler (0)

"başını nâra yakmak" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de başını nâra yakmak
  1. baş ağır gerek, kulak sağır : "kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  2. baş ağrıtmak : başını ağrıtmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  3. baş (veya başını) alamamak : çok uğraştıran bir konu yüzünden vakit ve fırsat bulamamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  4. baş bağlamak : başına bir örtü örtmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  5. baş bulmak : kazanç bırakmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  6. baş (veya başı) çekmek : herhangi bir konuda önde gitmek, önayak olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  7. baş çevirtmek : başı arkaya doğru döndürtmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  8. baş dille tartılır : "kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  9. baş döndürmek : başarıdan, gururdan, sevinçten çok mutlu duruma getirmek, aşırı heyecanlandırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  10. baş edebilmek : bir kimseyi yola getirmeye veya bir şeyi yapmaya gücü yetmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  11. baş edememek : gücü yetmemek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  12. baş eğmek : saygı göstermek için baş eğerek selamlamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  13. baş eldeyken : ölmeden, yaşarken, sağken"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  14. baş etmek : gücü yetmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  15. baş gelmek : yenmek, gücü yetmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  16. baş göstermek : belirmek, ortaya çıkmak, zuhur etmek, vuku bulmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  17. baş göz etmek : evlendirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  18. baş göz olmak : evlenmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  19. baş kes, yaş kesme : "ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  20. baş kesmek : selam vermek için baş eğmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  21. baş kıç olmak : denizcilik yelkenli yavaşlayıp kendi çevresinde bir tur atmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  22. baş kıç vurmak : -den, denizcilik baştan gelen dalgalarla gemi, başı ve kıçı üzerinde inip kalkmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  23. baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde : "aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  24. baş koşmak : bir işi başarmak için çalışmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  25. baş koymak : bir şey uğruna ölümü göze almak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  26. baş nereye giderse ayak da oraya gider : "küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  27. baş olan boş olmaz : "bir yerde önder olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  28. baş ol da istersen soğan başı ol : "küçük bir işte de olsa başta olmak önemlidir" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  29. baş olmak : küçük bir işte de olsa yönetici olmak, sözü dinlenir bir kimse olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  30. baş sağlığı, dünya varlığı : "en büyük zenginlik, beden sağlığıdır" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  31. baş sallamak : karşısındakinin her sözünü uygun bulur görünmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  32. baş üstünde tutmak : çok iyi ağırlamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  33. baş üstünde yeri var : "büyük bir saygı ve ilgi ile karşılanır veya ağırlanır" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  34. baş vermek : çıban olgunlaşmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  35. baş yakmak : kötü duruma düşürmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  36. baş yapmak : kuaför saç bakım ve tuvaleti yapmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  37. baş yastığı baş derdini bilmez : "insanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  38. baş yemek : birinin ölümüne veya yok olmasına sebep olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  39. başa gelen (dert) çekilir : çaresiz durumlara düşüldüğünde insanın kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara katlanmasının olağan ve doğru bulunduğunu anlatan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  40. başa gelmek : kötü bir durumla karşı karşıya kalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  41. başa gelmeyince bilinmez : "başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  42. başa güreşmek : yağlı güreşte, pehlivanlar başpehlivanlık için yarışmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  43. başa vermek : değiş tokuş yaparken üste bazı şeyler vermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  44. başı ağrımak : sorunu olmak, sıkıntı içinde bulunmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  45. başı bağlanmak : evlendirilmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  46. başı belada olmak : çözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  47. başı belaya girmek (veya uğramak) : sıkıcı, üzücü bir durumla karşılaşmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  48. başı çatlamak : başı çok ağrımak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  49. başı dara düşmek : sıkıntıya girmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  50. başı daralmak : para yönünden sıkıntıya, darlığa düşmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  51. başı darda kalmak : parasızlıktan dolayı sıkıntıda olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  52. başı derde girmek : sıkıntılı bir duruma düşmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  53. başı dönmek : insana, eşyanın dönmesi, ayağının altından yerin çekilmesi vb. bir duygu gelmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  54. başı göğe ermek (veya değmek) : beklenmeyen bir mutluluğa ermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  55. başı hoş olmamak : bir şeyden hoşlanmamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  56. başı için : "çocuğumuzun başı için, annenizin başı için" vb. sözlerde değerli bir kişi ortaya konarak kullanılan ant veya yalvarma sözü"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  57. başı kazan gibi olmak : başında çok ağrı ve uğultulu bir sersemlik olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  58. başı nâra yanmak : başkası uğruna büyük bir zarara uğramak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  59. başı sağ olsuna gitmek : başsağlığı dilemeye gitmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  60. başı sıkılmak (veya sıkışmak) : herhangi bir güçlük karşısında kalmak, bunalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  61. başı sıkıya gelmek : herhangi bir güçlük karşısında bunalmak, zor durumda kalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  62. başı taşa değmek : kötü bir durum kendisine ders olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  63. başı tutmak : gürültüden veya üzüntüden başı ağrımak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  64. başı üstünde yeri olmak : her zaman iyi karşılanmak, ağırlanmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  65. başı yastığa düşmek : yorgunluktan veya güçsüzlükten uykuya dalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  66. başı yastık yüzü görmemek : yatağa yatıp uyumuş olmamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  67. başı yerine gelmek : zihin yorgunluğu geçmiş olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  68. başı zapt olunmamak : at, binicisini alıp götürmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  69. başım gözüm üstüne : belirtilen istekleri içtenlikle yapmayı kabul etmeyi anlatan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  70. başımla beraber : memnunlukla, seve seve"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  71. başın başı, başın da başı var : "toplum içinde hiç kimse başına buyruk değildir, başta bulunan her kişinin üstünde daha büyük bir baş vardır" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  72. başına balta kesilmek (veya olmak) : sürekli istemek, ısrar etmek, inat etmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  73. başına bela açmak : kötü bir olay dolayısıyla dert sahibi olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  74. başına bela almak : bir sorunla karşılaşmak, kötü bir duruma düşmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  75. başına bela olmak (veya kesilmek) : sıkıntı vermek, tedirgin etmek, musallat olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  76. başına bir hâl gelmek : kötü bir duruma uğramak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  77. başına dünyanın belasını sarmak : büyük felaket getirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  78. başına çalsın! : birine verilmek istenilen bir şeyin öfke ve nefretle geri çevrildiğini anlatmak için kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  79. başına çıkarmak : şımartmak, çok yüz vermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  80. başına çıkmak : birinden yüz bulup ona karşı pek şımarıkça davranmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  81. başına çorap örmek : birine, haberi olmadan kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  82. başına dert açmak : kendini kötü ve zor bir duruma düşürmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  83. başına dert olmak (veya kesilmek) : bir kimse veya olay, sıkıntı vermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  84. başına devlet (veya talih) kuşu konmak : beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  85. başına dikilmek : birinin yanından uzaklaşmamak, onu denetim altında bulundurmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  86. başına dikmek : birini veya bir şeyi korumak için bir kimseyi görevlendirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  87. başına dolamak : musallat etmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  88. başına gaile açmak : sıkıntı yaratmak, üzüntü vermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  89. başına geçirmek : başına giymek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  90. başına gelen başmakçıdır : "başından bir iş geçmiş olan kimse o işte deneyimli olur, uğradığı zarara bir daha uğramamak için önlem alır" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  91. başına (...) gelmek : kötü bir durumla karşı karşıya kalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  92. başına güneş geçmek : güneş çarpmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  93. başına iş açmak : uğraştırıcı ve üzücü bir işin çıkmasına yol açmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  94. başına iş çıkarmak : istenilmeyen veya uğraştırıcı bir işe yol açmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  95. başına iş çıkmak : hoşa gitmeyen ve beklenmedik bir iş veya olayla karşılaşmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  96. başına kakmak (veya kakınç etmek) : yapılan bir iyiliği yüzüne vurarak birini üzmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  97. başına kan çıkmak : öfkelenmek, hiddete kapılmak, kontrolünü yitirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  98. başına karalar bağlamak : çok kederlenmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  99. başına sarmak : birine musallat etmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  100. başına taç etmek : çok değer vermek, ilgi göstermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  101. başına taş düşmek (veya yağmak) : felakete uğramak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  102. başına yıkmak : harap etmek, zor durumda bırakmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  103. başına vur, ağzından lokmasını al : uysal ve sessiz kimseler için kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  104. başına vurmak : içki, gaz veya sıcak baş ağrısı yapmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  105. ...-nın başında gelmek (veya yer almak) : önem sıralamasında önde olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  106. başında kavak yeli (veya yelleri) esmek : genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  107. başında paralansın : yapılan bir iyilik çok söylendiğinde o iyiliğin artık istenmediğini belirten bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  108. başında torbası eksik : kaba saba, yontulmamış (kimse)"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  109. başından almak : kurtarmak, sorumluluğunu almak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  110. başından aşağı kaynar sular dökülmek : üzüntülü veya kötü bir olay karşısında birdenbire büyük bir sıkıntı duymak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  111. başından atmak : yapılması güç bir işi yapmaktan kendini kurtarmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  112. başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak) : gücünün üstünde olan işlere kalkışmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  113. başından geçmek : daha önce aynı duruma uğramış olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  114. başından korkmak : hayatından kaygı duymak, cezalandırılmaktan korkmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  115. başından savmak : bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  116. başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez : "iş başına deneyimsiz yönetici getirenler, ondan kaynaklanan sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdırlar" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  117. başını ağrıtmak : gereksiz sözlerle birini bunaltmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  118. başını alıp gitmek : izin almadan ve gideceği yeri bildirmeden gitmek, savuşmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  119. başını ateşlere yakmak : başına büyük bir dert almak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  120. başını bağlamak : başına örtü vb. bağlamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  121. başını beklemek : gözetlemek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  122. başını belaya sokmak : birini, kötü sonuçlar verecek bir duruma itmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  123. başını bir yere sokmak : barınacak bir yer bulmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  124. başını bir yere bağlamak : birini bir işe yerleştirmek, işsizlikten, başıboşluktan kurtarmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  125. başını boş bırakmak : yalnız veya serbest bırakmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  126. başını çatmak : baş ağrısını önlemek için alnın üstünden arkaya doğru eşarp vb. şeyleri çepeçevre sıkıca bağlamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  127. başını çıkarmak : bitki filizlenmeye başlamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  128. başını derde sokmak : sıkıntılı bir duruma girmek veya getirilmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  129. başını dik tutmak : onurunu korumak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  130. başını dinlemek : kafasını dinlemek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  131. başını döndürmek : mutluluktan yarı sarhoş duruma getirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  132. başını duman almak : efkârlanmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  133. başını ezmek : bir daha kötülük edemeyecek duruma getirmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  134. başını gözünü yarmak : bir işi kötü yapmak, bir işi istenildiği gibi yapmamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  135. başını istemek : birinin öldürülmesini istemek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  136. başını kaldırmamak (veya kaldıramamak) : bir işi aralıksız sürdürmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  137. başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak : arada en ufak başka bir iş yapamayacak kadar sıkışık durumda bulunmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  138. başını koltuğunun altına almak : ölümü göze alarak bir işe girişmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  139. başını kurtarmak : canını korumak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  140. başını nâra yakmak : birini ağır bir zarara uğratmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  141. başını ortaya koymak : bir işe girişirken ölümü göze almak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  142. başını taştan taşa vurmak : çaresiz kalarak çok pişman olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  143. başını toplamak : kadın, saçını toplayıp başına bir çekidüzen vermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  144. başını uçurmak : kellesini uçurmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  145. başını vermek : kendini feda etmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  146. başını yakmak : güç bir duruma sokmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  147. başının altında : "yastığının altında" anlamında kullanılan bir söz"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  148. başının altından çıkmak : birinin hilesiyle yapılmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  149. başının çaresine bakmak : kimseden yardım görmeden kendi işini kendi yapmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  150. başının derdine düşmek : başka bir şeyle ilgilenmeyecek kadar sıkıntılı durumda bulunmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  151. başının gözünün sadakası : başa gelecek bir belayı savmak veya önlemek için yapılan bağış, özveri"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  152. başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) : bir işin yöneticisi olmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  153. başta taşımak : çok saygı göstermek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  154. baştan aşmak : pek çok olmak, pek çoğalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  155. baştan çıkarmak : kötü yola sürüklemek, doğru yoldan saptırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  156. baştan çıkmak : ahlakı bozulmak, doğru yoldan ayrılıp uygunsuz işlere yönelmek"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  157. baştan kara etmek : -den batma tehlikesi karşısında, gemi başını karaya vurup oturmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı

  158. baştan kara gitmek : sonunu düşünmeden, hesapsız bir biçimde yaşamak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı


Harf Analizi

  1. - Ünlü harf (6 tane) : a,ı
  2. - Ünsüz harf (9 tane) : b,ş,n,r,y,k,m
  3. - Kalın Ünlüler : (2 tane) : a,ı
  4. - Sert Ünsüz : (2) : ş,k
  5. - Yumuşak Ünsüzler : ( 5) : b,n,r,y,m
  6. - Bilinmeyen karakter (1) : â

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • Imtiyaz
  • Kıvanç
  • Faziletli
  • Steril
  • Övünç
  • Iffet
  • Verimsizlik
  • Verimsiz
  • Semeresiz
  • Neticesiz

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı