-
yola düzülmek : gidilecek yere doğru yola çıkmak
-
yola getirmek : birinin bir konudaki ters tutumunu düzeltmek
-
yola çıkmak : araca binmek üzere yolüstünde durmak
-
yolunu kesmek : engel olmak, engellemek
-
yol açmak : yol yapmak
-
yol göstermek : kılavuzluk etmek, yolu bilmeyene anlatmak, tarif etmek
-
yol tutmak : bir yoldan kimseyi geçirmeyecek biçimde düzen kurmak
-
yolda kalmak : kaza, doğal afet vb. sebeplerden olayı yolda ilerleyememek, gideceği yere varamamak
-
yoluna koymak : istenilen biçime getirmek, düzene koymak
-
yol vermek : geçmesine izin vermek
-
yol almak : yolda ilerlemek
-
yol aramak : çare bulmaya çalışmak
-
yol bulmak : çare bulmak
-
yol çizmek : bir konuda plan yapmak
-
yol gitmek : yolda ilerlemek
-
yol görünmek : gitmek gerekmek
-
yol gözlemek : bir şeyin olmasını ummak
-
yol iz bilmek : gideceği yolu ve yeri bilmek
-
yol kesmek : geçmesine engel olmak, durdurmak
-
yol şaşmak : yol çatallaşıp karışmak
-
yol tepmek : çok uzun bir süre yürümek
-
yol vurmak : yol kesmek
-
yol yakınken : sezilen veya beliren kötü duruma düşmeden
-
yol yapmak : yol oluşturmak
-
yol yürümek : yolda gitmek
-
yola dizilmek : yol kenarında sıralanmak
-
yola (veya yollara) düşmek : yola çıkmak, yol almaya başlamak
-
yola gelmek (veya yatmak) : istenilen biçimde davranışı kabullenmek, düzelmek, uslanmak
-
yola gitmek : yolculuğa çıkmak
-
yola (veya yoluna) koyulmak : yola düzülmek
-
yola revan olmak : yola çıkmak
-
yola vurmak : yolcu etmek, uğurlamak
-
yoldan çevirmek : gideni durdurmak, gitmesine engel olmak
-
yoldan çıkmak : belli bir yol izleyen taşıtlar herhangi bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak
-
yoldan (veya yolundan) kalmak : gidilmek istenen yere gidememek
-
yollara dökülmek : kalabalık hâlde yolda olmak
-
yolları ayrılmak : iki kişi veya topluluk arasında görüş, düşünce ayrılığı ortaya çıkmak, ayrı görüş ve düşünceleri benimsemek
-
yolları tutmak : geçecek kimselere engel olmak, bırakmamak
-
yolu açmak : yolda geçişi önleyen engelleri kaldırmak
-
yolu almak : yolun sonuna varmak
-
yolu düşmek : bir yerden geçmesi gerekmek
-
yolu açık olmak : bir iş, önünde engel olmamak
-
yolun açık olsun : "yolda bir engelle, bir kazayla karşılaşmamanı dilerim" anlamında yolculara söylenen bir iyi dilek sözü
-
... yoluna : ... uğruna
-
yoluna baş koymak : bir amaca yönelmek, bütün varlığıyla kendini vermek
-
yoluna can (veya canını) vermek : birinin uğruna ölmek
-
yoluna çıkmak : karşılamaya gitmek
-
yoluna girmek : istenilen, gerekli olan biçimde gelişmeye başlamak
-
yoluna sapmak : başvurmak
-
yolunda gitmek (veya yürümek) : olumlu gelişme göstermek
-
yolunu beklemek (veya gözlemek) : gelmesini beklemek
-
yolunu bilmek : yöntemini biliyor olmak
-
yolunu bulmak : yasal olmayan yollardan kazanç sağlamak
-
yolunu değiştirmek : gittiği yoldan ayrılarak başka yola geçmek
-
yolunu kaybetmek : hangi yoldan gideceğini bilememek
-
yolunu sapıtmak : doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak
-
yolunu yapmak : bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak