-
yaka bir tarafta, paça bir tarafta : kılığı kıyafeti dağınık bir durumda"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yaka ısırmak : şaşırarak "Allah esirgesin" demek"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakadan atmak : savıp kurtulmak"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakadan geçirmek : evlatlığa kabul etmek"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakası açılmadık : söylenmesinden kaçınılan (söz, sövgü veya açık saçık nükte)"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakasına çökmek : zorlamak, baskı yapmak"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakasını kaptırmak : bir şeyin, bir kimsenin etkisinden kendisini kurtaramamak"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakayı ele vermek : kaçamayarak ele geçmek, yakalanmak"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
yakayı (veya yakasını) kurtarmak (veya sıyırmak) : bir işten kurtulmak"Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu." - Y. K. Karaosmanoğlu