-
uç vermek : çıban baş vermek"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucu bucağı yok (veya kayıp) : başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucu bucağı olmamak (veya görünmemek) : başı sonu olmamak"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucu (herhangi birine) dokunmak : birine olumsuz etkisi veya zararı gelmek"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucu ortası belli olmamak : iş neresinden başlanacağı kestirilemez durumda olmak"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucunda (bir şey) bulunmak : kötü bir şeye sebep olmak"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucundan tutmak : bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucunu bulmak : sona erdirmek, kolayını bulmak"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz
-
ucunu kaçırmak : iş kötüye girmek, çıkmaza girmek"Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu." - A. Gündüz