-
top (veya topu) atmak : batkınlığa uğramak, iflas etmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top etmek : bir şeyi yığın durumuna getirmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top gibi gürlemek : gürültülü bir biçimde bağırmak veya konuşmak"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top gibi patlamak : birden gelen şaşırtıcı ve ürkütücü haber duyulmak"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top sürmek : spor kısa vuruşlarla, topu kaçırmadan karşı takımın kalesine veya potasına doğru götürmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top yapmak : spor topu rakibe kaptırmadan takım oyuncuları arasında dolaştırmak, topa daha uzun süre sahip olmak"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
top yuvarlaktır : spor "karşılaşma bitmeden sonuç belli olmaz, değişebilir" anlamında kullanılan bir söz"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
topa çıkmak : spor rakibin topu rahatça kullanmasına engel olmak için topa hamle etmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
topa tutmak : üzerine topla ateş etmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
topu atmak : iflas etmek"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
topu dikmek : topu ayakla hızlı bir biçimde havaya doğru atmak"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz
-
topu taca atmak (veya bırakmak) : spor karşılaşmada topu yan çizgi dışına çıkarmak"Havası boşalmış bir futbol topu..." - A. Gündüz