-
soğuk almak : üşüyerek hastalanmak, üşütmek"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk çalmak : soğuk, bitkiye zarar vermek"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk çıkmak : hava soğumak"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk durmak : ilgisiz, sevimsiz davranmak"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk duş etkisi yapmak : ansızın bildirilen tatsız bir haber olumsuz bir tepki yaratmak"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk düşmek (veya kaçmak) : söz, davranış vb. yersiz ve sevimsiz olmak"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk ter dökmek (veya basmak veya boşanmak) : korkmak, heyecanlanmak, bunalmak, gerilmek"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
-
soğuk vurmak (veya yakmak) : soğuk etkisiyle bitki kurumak"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa