-
sandık başına gitmek : sandığa gitmek"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan
-
sandık düzmek : çeyiz hazırlamak"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan
-
sandığa gitmek : seçim kararı almak"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan
-
sandığa gömmek : seçimde ağır yenilgiye uğratmak"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan
-
sandıktaki sırtında, ambardaki karnında : "nesi varsa giyer, nesi varsa yer" anlamında kullanılan bir söz"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan
-
sandıktan çıkmak : seçimle işbaşına gelmek"Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık." - Y. Atılgan