-
sağ eliyle sol kulağını göstermek : kısa yoldan yapılacak bir işi dolambaçlı yollardan geçerek yapmaya çalışmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ elinin verdiğini sol elin görmesin : "birine yaptığın iyiliği gizli tut" anlamında kullanılan bir söz"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ gösterip sol vurmak : şaşırtmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ gözünü sol gözünden sakınmak : çok kıskanç olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ yapmak : "direksiyonu sağa doğru çevirmek, sağa yöneltmek" anlamında kullanılan bir söz"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa kaymak : siyasette ve ekonomide sağ görüşleri benimsemek"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa sola : rastgele yerlere veya kişilere"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa sola bakmadan : ortalığı kollamadan, saygısızca"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağdan geri dönmek (veya etmek) : geri dönmek, geri dönüp gitmek"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağı solu (belli) olmamak : nasıl davranacağı kestirilmez olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağını solunu bilmemek : düşüncesiz, dikkatsiz olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin