-
sağ iç : isim, spor Futbolda, sağ açıkla santrfor arasında görev yapan hücum oyuncusu
-
sağkol : isim Birinin çok güvendiği kimse"Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." - R. Erduran
-
sağ açık : isim, spor Futbolda sağ başta bulunan oyuncu"Eski bir sağ açık, gollerinden çok alnına düşen perçemi için sevilirdi." - H. Taner
-
sağ bek : isim, spor Bir takımın savunmasının sağ tarafında yer alan oyuncusu"Sağ bek Rıza topu filelerden çıkarıp santraya gönderiyor." - A. İlhan
-
sağ çıkarma : isim Boksta sağ elle yumruk atma
-
sağ eğilimli : sıfat Dünya görüşü sağcılığa, muhafazakârlığa yatkın olan
-
sağ haf : isim, spor Orta sahanın en sağında oynayan oyuncu"Ben o zamana kadar takımda sağ haf oynuyordum." - H. Taner
-
sağ kanat : isim, spor Futbol ve hentbolda hücum alanının sağ tarafı
-
sağ kol : isim, askerlik Ordunun sağ tarafındaki kısım
-
sağ şerit : isim Trafikte sağ tarafta yer alan yol çizgilerinin oluşturduğu bölüm
-
ortanın sağı : isim Ilımlı siyasi görüşe göre, sosyal alanla ilgili sosyal yapıyı koruma veya olduğu gibi sürdürme eğiliminde bulunan partilerin benimsedikleri görüş
-
sağ eliyle sol kulağını göstermek : kısa yoldan yapılacak bir işi dolambaçlı yollardan geçerek yapmaya çalışmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ elinin verdiğini sol elin görmesin : "birine yaptığın iyiliği gizli tut" anlamında kullanılan bir söz"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ gösterip sol vurmak : şaşırtmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ gözünü sol gözünden sakınmak : çok kıskanç olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağ yapmak : "direksiyonu sağa doğru çevirmek, sağa yöneltmek" anlamında kullanılan bir söz"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa kaymak : siyasette ve ekonomide sağ görüşleri benimsemek"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa sola : rastgele yerlere veya kişilere"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağa sola bakmadan : ortalığı kollamadan, saygısızca"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağdan geri dönmek (veya etmek) : geri dönmek, geri dönüp gitmek"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağı solu (belli) olmamak : nasıl davranacağı kestirilmez olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin
-
sağını solunu bilmemek : düşüncesiz, dikkatsiz olmak"Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu." - Ö. Seyfettin