-
post elden gitmek : öldürülmek"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
post vermek : canını vermek, ölmek"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
postu deldirmek : kurşunla vurulmak"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
postu kurtarmak : öldürülme tehlikesini atlatmak"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
postu sermek : gittiği yerde uzun süre kalmak"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
postuna saman doldurmak : öldürmek"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu
-
postundan olmak : bulunduğu makamı yitirmek"Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı." - A. H. Müftüoğlu