-
ön oda : isim, anatomi Gözde saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluk
-
yer odası : isim Tabanı yerle bir olan oda
-
beslenme odası : isim Anaokulu, ilköğretim okulu vb. eğitim kurumlarında yemek yenilen yer
-
ticaret odası : isim Tüccarlar arasında dayanışmayı sağlamak, ortak sorunlarla uğraşmak, yabancı tüccarlarla ilişki kurmak, ortak çıkarları korumak için kanun ile kurulan tüzel kişiliğe sahip kurum
-
çalışma odası : isim Konutlarda çalışmak için özel olarak ayrılmış ve döşenmiş oda"Burhan Belge çalışma odasından geliverdi." - N. F. Kısakürek
-
kabul odası : isim Konak veya dairelerde konukların ağırlandıkları büyük oda
-
odabaşı : isim Hanlarda çalışan uşakların başı"Hana gelinceye kadar planını kurmuştu. Odabaşı ile hemen hesabını kesti." - Ö. Seyfettin
-
başoda : isim Geleneksel Türk evinde özellikle konukların ağırlandığı büyük ve özenli bir biçimde döşenmiş oda
-
oda hapsi : isim Askerî ceza hukukunda kabul edilmiş bir ceza türü
-
oda müziği : isim, müzik Az sayıda çalgı için ve özel toplantılarda çalınmak amacıyla bestelenmiş müzik
-
oda spreyi : isim Havasız kalan veya havası ağırlaşan odalara güzel ve hoş koku veren bir sprey türü
-
art oda : isim, anatomi Gözün iris tabakası ile merceği arasındaki boşluk
-
karanlık oda : isim Film banyosu yapılan ışıksız oda
-
kozmik oda : isim Yetkili görevlilerin girebildiği ve çalışabildiği, içinde ülke için çok önemli belgelerin bulunduğu yer
-
arz odası : isim Yüksek mevkide olan insanların halkla görüştüğü oda"Bir arz odasında biz kullarına görünmek acaba yüce gönlüne uygun düşer mi?" - T. Oflazoğlu
-
basınç odası : isim, denizcilik Basınçlamanın yapıldığı özel donanımlı oda
-
bekâr odası : isim Bekârların, taşradan gelen işçilerin kaldığı oda"Boyun atkısını kulaklarına dolayarak bekâr odasının yolunu tutacak." - S. F. Abasıyanık
-
bekleme odası : isim Bekleme salonu
-
çubuk odası : isim Çubukluk
-
doğum odası : isim İçinde doğum yapılan hastane odası
-
etüt odası : isim Okullarda etüt için ayrılmış bölüm"Etüt odasında sırasının gözünü boşaltır, yeniden yerleştirir." - İ. Aral
-
halk odası : isim Küçük yerleşim bölgelerinde toplu görüşme için yapılmış küçük yer, oda
-
köy odası : isim Köylülerin çeşitli toplantılar yaptıkları veya konukların köyde kalması için hazırladıkları yer
-
kumanda odası : isim Bir etkinliğin yönetildiği bölüm
-
makam odası : isim Yüksek makamdaki bir kimse için ayrılan oda
-
makine odası : isim Makinelerin onarıldığı yer
-
makyaj odası : isim Televizyon, sinema, fotoğrafçılık ve reklamcılıkta filmin çekiminden önce gerekli makyajın yapıldığı yer
-
misafir odası : isim Evlerde konukların alındığı oda"Anamı, misafir odasını düzeltirken bulurduk." - N. Cumalı
-
müzik odası : isim Müzik dinlemeye ayrılmış yer
-
oturma odası : isim Ev halkının oturması için ayrılmış oda
-
reji odası : isim Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında oyunun yönetildiği yer
-
rejisörlük odası : isim Reji odası"Üç, beş dakikalık bir müzakereden sonra heyet, rejisörlük odasından çıktı." - R. N. Güntekin
-
sanayi odası : isim Sanayiciler arasında dayanışmayı sağlamak, ortak sorunlarla uğraşmak, yabancı sanayicilerle ilişki kurmak, ortak çıkarları korumak için yasa ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip kurum
-
sandık odası : isim Sandık, sepet vb. ev eşyasının konulduğu küçük oda"Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin / Sandık odalarında" - O. V. Kanık
-
soyunma odası : Spor merkezlerinde veya alışveriş mağazalarında giyinip soyunmak için özel olarak hazırlanmış oda"En solda yarım ay biçiminde soyunma odaları ve duşlar bulunurdu ve burayı erkek çocuklar kullanırdı." - A. Kutlu
-
yatak odası : isim Yatmak için kullanılan oda"Bütün o ağrılı, uzun gecelerimde yatak odasının kapısında dikilir, bana bakardı." - A. Ağaoğlu
-
yemek odası : isim Yemek yenilen oda, yemek salonu, salamanje
-
yük odası : isim Yüklük"Yalılarda hatta sahiplerinin hiçbir gün bile girmemiş bulundukları nice yük odaları, oda gibi büyük kilerleri vardı." - A. Ş. Hisar