-
kuru laf : isim Gerçekle ilgisi olmayan, değer taşımayan boş söz, kuru söz
-
lafügüzaf : isim Boş söz
-
laf cambazı : isim Bir kimsenin, bir grubun duygularını kamçılayarak abartılı veya gerçek dışı sözler söyleyen kimse, demagog
-
laf ebesi : isim Çok konuşan, herkese laf yetiştiren kimse, dil ebesi, söz ebesi"Bir de laf ebesi mübarek, kimseye ağız açtırmaz." - H. Taner
-
laf kalabalığı : isim Üzerinde konuşulan konuyla, esasla veya sorunla ilgisi olmayan boş söz yığını"Daha da beteri, politikacıların laf kalabalığını dinlemek zorunda bırakılıyoruz." - N. Cumalı
-
laf salatası : isim Çeşitli konularla ilgili anlamsız, boş sözler"Belki de bu laf salatasını kendimi rahatlatmak için uyduruyorum." - A. Ümit
-
boş laf : isim Gereksiz, yararsız bir biçimde konuşma
-
iri laf : isim Abartılı söz
-
çocuk lafı : isim Çocukça söylenen basit söz
-
laf açmak : söz açmak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf altında kalmamak : söz altında kalmamak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf anlamaz : söz dinlemeyip kendi bildiğinde inat eden"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf anlatmak : sözünü dinletmek, karşıdakini ikna edinceye kadar konuşmak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf aramızda : "başkaları bilmesin, duymasın" anlamında kullanılan bir söz"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf atmak : söyleşmek, konuşmak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak) : üstü kapalı bir biçimde karşısındakine bir şeyler ima etmek"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf çıkarmak : yeni bir şey söylemek, ortaya atmak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf çıkmak : dedikodu başlamak"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf dinlemek : söz dinlemek"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf düşmemek : söz düşmemek"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice
-
laf etmek : söz etmek"Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf." - E. İ. Benice