- ihtiyat
isim Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
- ikaz
isim Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
- teminat
isim Güvence"Sen de bana teminat olarak peşin iki yüz lira ver, işe girince iade edeyim." - N. F. Kısakürek
- uyarı
isim Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih"Romancının uyarılarından habersiz kaldınız." - A. Ağaoğlu
- ikaz etmek
uyarmak, dikkat çekmek
- dikkat
isim Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık"Onun kalbini, haysiyetini kıracak sözler söylenmeden bu zarif hareketle her şeyin anlatılmış olması dikkate şayandır." - A. H. Çelebi
- tedbir
isim Önlem
- önlem
isim Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir"Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı." - A. Ağaoğlu
- ihtar
isim Uyarma, dikkat çekme, uyarı"Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." - O. C. Kaygılı
- uyarmak
-i Bir kimseye bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemek, ikaz etmek"Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı." - F. R. Atay
- tembih
isim Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı, uyarma"Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." - S. Birsel
- uyarma
isim Uyarmak işi, ihtar, tembih"Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı." - E. Şafak
- itina
isim Özen"Büyük bir itina ile yalancı dolma doldurdu." - H. E. Adıvar
- basiret
isim Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş, seziş, anlayış, kavrayış, sağgörü, vizyon"Kanal'ı müdafaa edenler, yüz millik cephe üzerinde çok basiretle vazife görmeye mecbur idiler." - F. R. Atay
- özen
isim Bir işin elden geldiğince iyi olmasına çabalama, özenme, itina, ihtimam"Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak özenindeydi." - Ç. Altan
- ihtimam
isim Özen"Her yeni binaya naklinde ihtimamla taşındı durdu." - H. F. Ozansoy
- dikkat çekme
- uyarı, ihtar, dikkat, sakınma, uyarmak, ikaz etmek