-
keyfi sıra : zarf Birinin kendi istediği gibi
-
sabah keyfi : isim Sabahleyin geç kalkma, yatak keyfi yapma
-
keyif hâli : isim İçkili olma, çakırkeyiflik
-
ramazan keyfi : isim Oruç tutan bazı kimselerde iftar saatine yakın görülen sinirlilik
-
keyfi yerinde : sıfat Neşesi, sağlığı yerinde olan (kimse), keyfi yolunda"Başıma yüzlerce adam topluyordum, yeni sahibimin keyfi yerinde idi." - R. H. Karay
-
keyfetmek : nsz Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek
-
çakırkeyif : sıfat Yarı sarhoş"Trene binmezden evvel biraz çakırkeyiftik." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
ehlikeyif : isim Rahatına düşkün kimse, keyif sahibi
-
keyif ehli : sıfat Rahatına düşkün (kimse)
-
keyfi tıkırında : sıfat İşi, sağlığı, mutluluğu yerinde olan (kimse)"Kuyruğum sıkıştı mı, gelsin Aysel, gelsin Ömer! İşlerim yolunda mı keyfim tıkırında mı, unut bunları gitsin!" - A. Ağaoğlu
-
keyif çatmak : keyfetmek"Keyfiniz nasıl?"
-
keyif sormak : birine "iyi misiniz, nasılsınız" sorularını yönelterek sağlığı hakkında bilgi almak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyif sürmek : sıkıntısız, rahat yaşamak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyif vermek : neşe vermek, sarhoş etmek"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfi bilmek : isterse yapmak, nasıl isterse öyle yapmak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfi bozulmak : hastalanmak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfi gelmek : neşelenmek"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfi kaçmak : neşesi kalmamak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfi oluncaya kadar : razı oluncaya kadar"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfinden bayılmak (veya dörtköşe olmak) : bir şeyden çok kıvanç duymak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfine bakmak : dilediğince yaşamak, güzel vakit geçirmek"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfine diyecek olmamak : mutlu ve huzurlu olmak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfini çıkarmak : bir şeyden iyice tat almak"Keyfiniz nasıl?"
-
keyfinin kâhyası olmamak : birine alışkanlıklarına, davranışlarına, düzenine karışmaya hakkı olmamak"Keyfiniz nasıl?"