-   kel başa şimşir tarak  : birçok ihtiyacı varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur  : kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   kel yanında kabak anılmaz  : "bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir" anlamında kullanılan bir söz"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   kele köseden yardım olmaz  : "kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez" anlamında kullanılan bir söz"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   keli körü toplamak  : işe yaramaz kimseleri toplamak"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   kelin ayıbını takke örter  : "birçok kimsenin kusurunu zenginlik, makam vb. durumlar örter" anlamında kullanılan bir söz"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit  
-   kelin merhemi olsa başına sürer (veya kelin medarı olsa kendi başında olur)  : "kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz" anlamında kullanılan bir söz"Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam." - A. Ümit