-
kazan taşı : isim Kalsiyum tuzları kapsayan suyun ısıtıldığı kabın iç yüzeyinde oluşturduğu katman
-
kalorifer kazanı : isim Kalorifer suyunun içinde bulunduğu kazan
-
boyama kazanı : isim Örgü yünlerinin veya ipliklerin boyanma işleminin yapıldığı büyük tekne
-
kazandibi : isim Dibi tutturularak hafif yanık kokusu verilmiş muhallebi"İki gün evvel bir muhallebici dükkânının vitrinindeki kazandibine imrendim." - B. Felek
-
kazan dairesi : isim Gemi veya çok katlı yapılarda ısıtma sisteminin yer aldığı bölüm"Denizden çıkarılınca ısınsın diye vapurun kazan dairesine götürmüşler." - A. Ş. Hisar
-
kazan kebabı : isim Verevine doğranmış patlıcanların arasına köfte konularak salçalı suda, kısık ateşte pişirilmesiyle hazırlanan bir kebap türü
-
banyo kazanı : isim Banyoyu ve suyu ısıtmak için yapılan özel kazan veya ısıtma aleti
-
buhar kazanı : isim Buhar elde etmekte kullanılan kazan
-
cadı kazanı : isim Dedikodunun, fesadın, kargaşanın çok olduğu yer
-
çamaşır kazanı : isim İçinde çamaşır kaynatılan kazan
-
kazan kaldırmak (veya devirmek) : tarih yeniçeriler yemek pişirilen kazanı devirerek ayaklanmak, isyan etmek"Koca bir kazan patates kaynattık." - A. Gündüz
-
kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz : "hiçbir iş karşılıksız yapılmaz" anlamında kullanılan bir söz"Koca bir kazan patates kaynattık." - A. Gündüz