-
kaş göz etmek : kaş ve göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalışmak"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaşı (veya kaşları) çatılmak : öfkelenmek, kızmak"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaşlarını çatmak : kızmak, öfkelenmek"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaş ile göz, gerisi söz : "güzellik, her şeyden önce kaş ve göz güzelliğidir, vücudun başka yerlerinin güzel olması önemli değildir" anlamında kullanılan bir söz"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaş (veya kaşını) yıkmak : kaşlarını çatmak"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaşını gözünü eğmek : kızgın bir durumdayken kaş çatmak"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak) : işi düzelteyim derken büsbütün bozmak"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaşının altında gözün var dememek : gözünün üstünde kaşın var dememek"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaşla göz arasında : kimsenin sezmesine imkân vermeyecek kadar kısa bir zaman içinde, çok çabuk"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari
-
kaş göz işareti yapmak : kaş ve gözle bir şeyler anlatmak, dikkat çekmek"Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu." - M. Yesari